Post on 13-Sep-2020
T.C. YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FRANSIZ DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI
BİÇİMBİLİM VE SÖZDİZİM AÇISINDAN
ETRÜSK DİLİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Mustafa SOLMAZ
VAN – 2005
T.C. YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FRANSIZ DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI
BİÇİMBİLİM VE SÖZDİZİM AÇISINDAN
ETRÜSK DİLİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan
Mustafa SOLMAZ Danışman
Yrd. Doç. Dr. Mustafa SARICA
VAN – 2005
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ……………………………………………………………… III KISALTMALAR ……………………………………………………… V GİRİŞ …………………………………………………………….... 1 BİRİNCİ BÖLÜM ……………………………………………………… 3 1. ETRÜSKLER VE İTALYA ……………………………………… 4
1.1. ETRÜSK SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ VE ETRÜSKLERİN KİMLİĞİ ÜZERİNE GÖRÜŞLER ……………………………………… 4
2. ETRÜSK TARİHİ VE UYGARLIĞI ………………………………. 6 2.1. ETRÜSK TARİHİ ………………………………………………. 6 2.2. ETRÜSK UYGARLIĞI ……………………………………….. 9 2.2.1. DEVLET TEŞKİLATI …………………………….…. 9 2.2.2. İNANÇ SİSTEMİ ……………………………………..… 10 2.2.3. SANAT …………………………………………….… 12 2.2.4. MİMARİ ………………………………………………. 12 2.2.5. MADENCİLİK ………………………………………. 12 2.2.6. EKONOMİ ……………………………………………… 13 İKİNCİ BÖLÜM ……………………………………………………… 14 1. ALFABE VE YAZI ……………………………………………… 15 1.1. ALFABE ……………………………………………………… 15 1.2. YAZI ……………………………………………………… 16 1.3. SAYILAR ……………………………………………… 17 1.4. SÖZCÜKLER ……………………………………………… 19 2. DİLLER VE DİL TOPLULUKLARI …………………………….… 20 3. ETRÜSKÇENİN BİÇİMBİLİM VE SÖZDİZİMSEL YAPISI ……… 21 4. ETRÜSKÇE DURUM EKLERİ ……………………………………… 22 4.1. ADLAR ……………………………………………………… 22 4.1.1. YALIN DURUMU ……………………………………… 22 4.1.2. YÜKLEME DURUMU (-i hali) ……………………… 22 4.1.3. TAMLAYAN DURUMU (-in hali) ………..……………... 23 4.1.4. KALMA DURUMU (-de hali ) ……………………… 23 4.2. EKLER …………………………………………................... 24 4.2.1. ÇOĞUL EKİ ……………………....................................... 25 4.2.2. GEÇMİŞ ZAMAN EKİ ……………………………… 25 4.3. SIFATLAR ……………………………………………………... 25 4.3.1. NİTELEME SIFATLARI ……………………………… 25 4.3.2. BELİRTME SIFATLARI ……………………………… 26 4.3.3. TOPLULUK İSMİ ……………………………………… 26 4.4. EYLEMLER ……………………………………………………… 26 4.5. ADILLAR ……………………………………………………… 28 4.5.1. KİŞİ ADILLARI ……………………………………… 28 4.5.2. GÖSTERME ADILLARI ……………………………… 28 5. ETRÜSKLERİN BIRAKTIĞI YAZIT VE BELGELER ……… 29 6. ETRÜSKÇE SÖZCÜKLER VE TÜRKÇE KARŞILIKLARI ……… 54 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ……………………………………………………... 61 1. SONUÇ …………………………………………………………….. 62
I
2. KAYNAKÇA ……………………………………………………... 66 2.1. GENEL AĞ KAYNAKÇASI ……….…………………... 66 3. ÖZET ……………………………………………………… 68 4. SUMMARY (İNGİLİZCE ÖZET) ……………………………… 69 5. ETRÜSKLERLE İLGİLİ HARİTALAR ……………………………… 70 6. ETRÜSKLERLE İLGİLİ RESİMLER ……………………………… 73 7. ETRÜSKLERLE İLGİLİ ÇİZELGELER ..……..……………………… 74 8. ETRÜSKÇE YAZIT VE BELGELER …………………………….… 79
II
ÖNSÖZ Günümüzden yaklaşık 3000 yıl önce tarih sahnesine çıkan Etrüsklerle ilgili
yapılan araştırmalar son dönemlerde hız kazanmıştır. Buna rağmen, Etrüsklerin tarihini tam anlamıyla aydınlatmak mümkün olmamıştır.
İtalya’nın Toskana bölgesinde ortaya çıkan bu kültür hakkındaki
incelemelere, batılı araştırmacılar yaklaşık 250 yıldan fazla bir zamandır devam etmektedirler.
Batılı bilim adamları Etrüsk dilinin, Sami ya da Hint-Avrupa dil öbeğinden
olmadığını ileri sürmüşler, ancak ne tür bir dil olduğunu da söylememişlerdir. Sonuçta da kökeni bilinmeyen bir dil olduğuna karar vermişlerdir. Ancak, son yıllardaki yeni bulgular ve gelişmeler sonucunda söylemler, en azından bir kısım batılı bilim adamı tarafından, öncekinden farklı olarak dile getirilmiştir.
Ülkemizde, Etrüsklerle ilgili çalışmalar, önceleri sadece batılı bilim
adamlarının çalışmalarını Türkçe’ye aktarmaktan ibaret kalmış ve bunun dışında ciddi bir inceleme yapılmamıştı. Ancak son dönemlerde Adile Ayda, Selahi Diker gibi bazı araştırmacılar işe ciddiyetle eğilmişlerdir. Bunun yanında, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan sekizinci beş yıllık kalkınma planında “Sümer, Hatti, Urartu vb. önasya dilleriyle, Etrüsk ve Amerika yerli dilleriyle Türkçe’nin münasebeti olup olmadığının incelenmesine”1 şeklinde yer verilmesi elbette ki sevindiricidir.
Ülkemizde Etrüsklerle ilgili çalışmalar çok yenidir. Cumhuriyetin ilk
yıllarında Atatürk’ün talimatı ile biraz da olsa araştırılan Etrüskler, 1940’lardan sonra yavaş yavaş unutulmaya bırakılmıştır.
Etrüskleri incelemenin önemi, en başta Etrüsk gerçeğinin gün yüzüne
çıkmasıdır. Etrüsklerle ilgili basılı yayımdan çok daha fazla internet sitesi bulunmaktadır. Ancak, bu sitelerdeki bilgilerin çoğunluğu ya birbirinden kopya edilmiş fikirler veya farklı kelimelerle ifade edilmiş aynı bilgiler ya da yanıltıcı (tezat içeren) bilgilerdir.
Etrüsk dilinin; Türk, Macar, Bask, Kızılderili, Yeni Zelanda, İsrail, Ukrayna
veya Akad dilleriyle olan ilişkisi ile ilgili olarak birçok varsayım vardır. Bu kuramların çoğu, bilimsel titizlikten uzak, yanlı yaklaşımlardır. Etrüsk metinlerinde karşılaşılan benzer ya da ortak sözcükler bir kanıt olarak görülür. Ancak toplumların çok kolay sözcük alıp verdiği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir.
Biz bu çalışmada, bu gizemli toplumun bıraktığı yazıtlardan hareketle,
kullandıkları dilin yapısal özelliklerini biçimbilim ve söz dizim odaklı olarak çözümlemeye çalıştık. Çözümleme sonuçlarına göre söz konusu dilin temel yapısal niteliklerini belirleyip, bilinen dillerle olası ilişkilerini araştırdık. Ulaşılan sonuçları ve yorumlarımızı sonuç bölümünde dile getirdik. 1 Erişim [ http://ekutup.dpt.gov.tr/turkdili/oik542.pdf ] Erişim Tarihi: 24 Haziran 2004.
III
Dil özelliklerine geçmeden önce Etrüsklerin adı, kimliği, tarihçesi, uygarlığı hakkında bilgiler verildi. Daha sonra, yazı, alfabe ve dil özellikleri örneklerle yansıtıldı.
Zaman zaman harita, resim, yazıt gibi yardımcı unsurlar da kullanıldı. Kimi
Etrüskçe sözcükler de Türkçe karşılıklarıyla birlikte ETRÜSKÇE SÖZCÜKLER VE TÜRKÇE KARŞILIKLARI BÖLÜMÜNDE baş harf sırasıyla gösterildi.
Akdeniz havzasında bir dünya devleti kuran ve yaklaşık bin yıl yaşayan
(Doğu Roma -Bizans imparatorluğu- dahil) Roma imparatorluğunun siyasal ve kültürel hocası olan Etrüskleri incelemek birçok gerçeğin su yüzüne çıkmasını sağlayacaktır.
Bu çalışmada, Etrüsklerle ilgili buzdağının görünen kısmı verilmeye çalışıldı. Ama görünmeyen kısmı görünenden çok daha büyüktür ve henüz tam anlamıyla keşfedilmiş değildir.
Bu çalışmanın kusursuz olduğu gibi bir iddiaya sahip değiliz. Büyük bir
titizlikle ele aldığımız bu çalışmanın ilgilenenlere ışık tutacağını umuyoruz. Bu çalışmayı hazırlarken bana yol gösterip yön veren hocam Yard. Doç. Dr.
Mustafa SARICA’ya ayrıca teşekkür ederim.
IV
KISALTMALAR
s. :Sayfa
c. :Cilt
a.g.m. :Adı geçen makale
a.g.e. :Adı geçen eser
m.ö :Milattan önce
m.s :Milattan sonra
çev. :Çeviri
y.y :Yüzyıl
km. :Kilometre
mm. :Milimetre
V
1
GİRİŞ
Avrupa denince ilk akla gelen, Yunan ve Roma uygarlığıdır. Bu uygarlığın oluşmasına zemin hazırlayan Etrüsklerin iz ve etkileri, aradan geçen yüzyıllara rağmen, hala devam etmektedir.
Etrüskler M.Ö XIII yüzyıldan itibaren İtalya’ya gelirler.1 İlk yerleşim bölgesi
olarak Toskana bölgesini seçmelerinde, bölgenin maden yataklarıyla dolu olması temel etken olur.
M.Ö 750 yıllarında ortaya çıkan Etrüsk uygarlığı, ekonomik zenginliğin
göstergelerinden olan sanatın her alanında zirveye ulaşmıştır. Madenlerin her çeşidini işleyip günlük hayatta kullanmışlar; tıp, dişçilik gibi sağlık alanlarında ileri bir seviyeye ulaşmışlardır. Şehrin etrafını surlarla çevirmişler, kanalizasyon sistemini kurmuşlardır.
Etrüskler, İtalya yarımadasında yaşayan diğer toplumlardan bütünüyle
farklıdırlar. Bu farklılık; inançlarından aile yaşantılarına; kutsal simgelerinden askeri düzenlerine kadar yaşantılarının her alanında hemen göze çarpar.
Etrüsklerin çıkış yeri Asya kıtasıdır. Etrüskler, Asya’dan çıkıp İtalya’da güçlü
bir uygarlık kuruncaya kadar birçok bölgede varlık göstermişlerdir. Değişik bölgelerde yaşayıp uygarlık kurdukları ya da oradaki oluşumlara katkıda bulundukları için, o kavimler ya da topluluklar, Etrüsklerin kendi kökenleri ile ilgili olduklarını ileri sürmüşlerdir.
Çok sayıda Etrüsk’çe kelime üzerinde hala tam bir görüş birliğine varılmasa
da, yaşantıları ve bıraktıkları izler bir bütün olarak incelendiği zaman, Etrüsklerin Asya kıtasında yaşayan Türklerle yakınlıkları olduğu görülür. Buna kanıt olarak, Etrüsklerin uygarlık olarak M.Ö 750 yıllarında ortaya çıktıklarında kullandıkları kelimeler ile ilk Türk yazılı belgeleri olarak görülen Orhun yazıtlarında geçen “apa = baba, tata = dede” veya “Tarkan = bir unvan” gibi bazı kelimelerin Etrüsklerin kullandıklarıyla hem kelime olarak, hem de yüklenen anlam olarak aynı olması gösterilebilir. Belki ilk anda toplumların birbirinden kelime ödünç alabilecekleri düşünülebilir. Ancak arada binlerce kilometrelik bir mesafe ve yaklaşık 1000 yıllık bir zaman aralığı olmasına rağmen ortaya çıkan kelimelerdeki bu benzerlik, ödünç kelime alınmadığını gösterir. Ayrıca, bölgede konuşulan dillerden tamamen farklı ve yabancı bir dil öbeği olan sondan eklemeli dil olması, bu yapıdaki dillerin Asya kıtasında olması da bu görüşü destekler.
Etrüskler Asya’dan çıktıktan sonra, bir kısmı Karadenizin Anadolu kıyılarını
takip edip ilk olarak Samsun çevresinde, daha sonra bugünkü Kocaeli çevresi ile Çanakkale civarında (Truva) olmak üzere belli noktalarda bir müddet yerleşip daha sonra hareket ederek, Ege adalarında medeniyetler kurmuşlar ve nihai hedef olarak da İtalya’ya varmışlardır. Karadenizin kuzeyinden gidenler ise, Kırım’dan geçip 1 Erişim [ http://www.historia.presse.fr ] Erişim Tarihi: 30.Nisan 2004
2
Ukrayna, Romanya, Macaristan üzerinden, Fransız dilcisi Zacharie Maigani’ye göre Arnavutluktan geçerek, Alman Barthold Geog Nielbuhr’a göre ise Alpleri aşarak2 İtalya’ya gelmişlerdir.
Etrüskler denizci bir kavim oldukları için de Akdenizin her köşesini dolaşmış,
bir kısmı da Mısır da yerleşmiştir. Etrüsklerin kendilerine verdikleri ile çevrelerinde yaşayan toplumların onlara
verdikleri ad farklıdır. Onlar kendilerine Rasena derken Yunanlılar, Tirenler (Tyrhennes), Romalılar Tüski (Tusci) ya da Etrüski (Etrusci) demişlerdi; Mısırlılar ise “başlarında tüyler takılı deniz savaşçıları” anlamında ‘Turuşka’, ya da bazılarına göre Turşa, diye adlandırmışlardı. Hintliler ise, günümüzde bile Türklere “Turuşk” ve “Turuhka” demektedirler.
Bu çalışmanın esas amacı olan Etrüsk dilinin biçimbilim ve sözdizim
açısından incelenmesi yapılacaktır. Ancak, beden ve ruh gibi hiçbir zaman birbirinden ayrıştırılamayan, ayrıldıkları zaman toplumun yok olmasına neden olan dil ve kültür birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki önemli unsurdur. Bu yüzden zaman zaman kültürel özelliklerde verilecektir.
2 Rupert Furreaux, çev.Gönül Suveren, Kayıp Uygarlılar, İstanbul, 1982, s.143
3
I. BÖLÜM
4
1. ETRÜSKLER VE İTALYA
Etrüskler İtalya’ya geldikleri zaman Terremere ve Villanova gibi köy kültürleri içinde Latinler, Ombriler ve daha birçok millet yaşamaktaydı. (Harita I)
M.Ö XIII. yüzyıldan itibaren Etrüsklerin İtalya’ya gelmeye başladıkları ağırlıklı olarak kabul edilmektedir. Ancak asıl toplu göçler M.Ö 10. ve 8. yüzyıllar arasında olmuştur.3 İlk yerleşmeler uzun kıyı şeridindeki Toskana bataklıklarında olmuş ve ilk şehir devletleri de muhtemelen M.Ö 9. yüzyılda kurulmuştu.4
Etrüskler, Etrürya (Etruria) adı verilen ve orta İtalya’da bulunan kuzeyden
güneye 250 km, doğudan batıya da 150 km tutan bir bölgede yaşıyorlardı.( Harita II) 1.1. ETRÜSK SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ VE ETRÜSKLERİN
KİMLİĞİ ÜZERİNE GÖRÜŞLER Etrüskler kendilerine Rasena derken Romalılar Tüski (Tusci) ya da Etrüski
(Etrusci), Yunanlar ise, Tirenler (Tyrhennes) diyorlardı. Tiren (Tyrhen) sözcüğü Yunanca’da Turrhnoi şeklinde yazılır; ‘h’nın eskiden ‘a’ sesini verdiğini düşünürsek Turan adı ile bir ilişki kurulabilir.
İsim konusunu detaylı olarak inceleyen E. Richardson, ‘oi’ (-anın, -enin) ekli
‘Tirsen’ kelimesinin Yunanca olmadığını ve prens anlamına gelen ‘Turanos’ kelimesinin bozulmuş şekli olduğunu, Etrüsklerin de tanrıçalarından birisine ‘Turan’ adını verdiklerini belirtir.5 Bu açıdan bakılıp, aynı kök ve ekler ile incelendiğinde, Truva (Troia) kelimesinden de, Tr’ların ya da Tur’ların yeri anlamı çıkar. Ayrıca, Arnavutluğun başkenti Tiran’ın da Turan kelimesi ile ilişkisi düşünülebilir. Bu yüzden, önce Türk ve Etrüsk kelimelerini incelemek gerekir.
Çinlilerin Türklere ‘Tukü-e’ (Tukyu) demesi, Sinolog L. K. Katona’nın
1966’da Uluslararası Sinoloji Kongresinde verdiği bir tebliğde belirttiği gibi, Çin alfabesindeki “r” harfinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Mısırlılar Etrüskler için “başlarında tüyler takılı deniz savaşçıları” anlamında
‘Turuşka’, ya da kimilerine göre Turşa, demişlerdir. Etrüsk uzmanı J. H. Breasred, Mısırlılarda “t-r-s” sesinin Yunanca’da “T-r-r” şeklini aldığını ve Etrüsklerin diğer adı olan Tyrhen’in böyle türediğini belirtir.6
Etrüsk kelimesi; İtalya, orta Avrupa, Mısır ve Yunan kaynakları dahil bütün
kaynaklarda ağırlıklı olarak Tur veya Tür kök kelimesinin çeşitlemesi olarak karşımıza çıkar.
3 Halil Demircioğlu, Dünya Tarihi-Roma Tarihi 1.Cilt Cumhuriyet, 1.Kısım Menşe’lerinden Akdeniz Havzasında Hakimiyet Kurulmasına Kadar, Ankara, 1953, s.17. 4 Erişim [ http://numeration.ifrance.com/numeration/etrusque.htm ] Erişim Tarihi: 13 Ekim 2004 5 Reha Oğuz Türkkan; “Türk Tarih Tezleri”, Türkler, C. I, Ankara, 2002, s.419. 6 Türkkan; a.g.m., s.419.
5
Hintliler ise bugün bile Türklere “Turuşk” ve “Turuhka” demektedirler. Hint-
Avesta efsanesi de, ”ik” veya sadece “k”nın o dönemlerde yaygın olarak çoğul ifade ettiğini göstermektedir; böylece Tur veya Tür kelimesinin Türk = Tür’ler olduğu sonucu çıkarılabilir.7
İsviçreli antropolog Prof. E. Pittard ‘Les Races et l’Histoire’ isimli kitabında
İtalya’nın antropolojik yapısını dört ırk olarak tespit eder ve yuvarlak kafataslı (brakisefal) olanların Etrüsk bölgesinde yaşadığını belirtir. Prof. Calvin Kephart, Etrüsklerin ‘Turanlı’ ve ‘Türk’ olduğunu belirtir ve onların geliş yolunu, Sümerlerin yaşadığı bölgeden Batı Anadolu, oradan da İtalya olarak çizerken, Amerikalı antropolog Carleton Stevens, Etrüsk mezarlarında bulunan kafataslarıyla Batı Anadolu’daki Alp ırkı arasında bağlantı kurar.8
Etrüsklerin insan heykellerindeki yuvarlak (brakisefal) kafatası, Hint-Avrupa
kökenli olan İtalya’nın diğer uzun baş’lı (dolikosefal) insanlarından farklı olduğunu ve bölgeye dışarıdan geldiğini gösterir.
Etrüsklerin antropolojik yapıları hakkında Ahmet Ağaoğlu da “Roma
muharrirleri, bunları kısa boylu, tıknaz şişmanlığa doğru mütemayil olarak tasvir ediyorlar. Etrüsk eserlerinde de bunlar böyle tersim edilmişlerdir. Ve her şeyden ve herkesten evvel Hunları anlatıyorlar…”9 demektedir.
Floransa’da, Etrüsk müzesinde bulunan kuyrukları düğümlü bir çift at heykeli
de Etrüsklerin yerli halk ya da Hint-Avrupa kökenli bir halk olmadığını gösterir. Çünkü, at kuyruğunun bu şekilde düğümlenmesi, en eski tarihlerden bu yana sadece Türk geleneklerindendir.
İskit ve Altay Türklerinin, hayvan heykeli tarzları ile Etrüsk müzelerindeki
hayvan heykelleri birbirine çok benzemektedir.10 Bartolomeo Nogara, Les Etrusques et leur civilisation isimli eserinde,
Gustave Herbig adındaki ünlü Alman bilim adamının “Essai de concordance entre l’onomastique étrusque et l’onomastique de l’Asie Mineure” adlı eserinde İtalya’da 270 civarında Asya kökenli sözcük olduğunu belirttiğini vurgular.11 Ancak, sözcüklerin hangileri olduğunu vermez.
7 Türkkan; a.g.m., s.411. 8 Türkkan; a.g.m., s.421 9 Ahmet Ağaoğlu,Etrüsk Medeniyeti ve Bunların Roma Medeniyeti Üzerine Tesiri, Ankara, s.4 10 Türkkan; a.g.m., s.422 11 Bartolomeo Nogara, Les Etrusques et leur civilisation, Paris, 1936, s.206.
6
2. ETRÜSK TARİHİ VE UYGARLIĞI 2.1. ETRÜSK TARİHİ
Roma uygarlığının oluşmasında ve temel kurumlarının (askeri, idari) biçimlenmesinde en büyük paya sahip olan Etrüskler hakkındaki bilgiler, günümüzde bile hala yeterince açıklığa kavuşmuş değildir.
Bilim adamları onların İtalya’ya nereden ve nasıl geldikleri konusunda henüz tam olarak fikir birliğine varabilmiş değillerdir. Bir görüşe göre Etrüskler, Asya’dan çıkıp Karadenizin kuzeyinden (bugünkü Ukrayna, Romanya, Macaristan) geçmişler, orta Avrupa’da bir müddet Almanların komşusu olarak kalmışlar ve onlara Turs diyen Almanların efsanelerine girecek kadar onları etkilemişlerdir.12 Buradan da, Fransız dilcisi Zacharie Maigani’ye göre Arnavutluk üzerinden, Alman Barthold Geog Nielbuhr’a göre ise Alpleri aşarak İtalya’ya gelmişlerdir.13
Bir başka görüşe göre, Etrüskler Asya’dan çıkıp Kars, Ağrı, Van üzerinden Anadolu’ya girmişler, M.Ö iki bin başlarında Samsun civarına gelmişler ve burada birkaç yüzyıl kaldıktan sonra tekrar kıyı şeridini izleyerek Anadolu’nun Batı sahillerine yerleşmişler ve bir süre Suriye ve Çanakkale arasındaki bölgede (Lidya uygarlığı) yaşamışlar, daha sonra kıtlık veya başka sebeplerden dolayı bir kısmı Anadolu’yu gemilerle terk etmiş ve bir kısmı da Ege havzasında, Girit ve Limni gibi adalarda kalmış,14 diğer bir kısmı da İtalya’nın maden yataklarıyla ünlü batı sahillerinde bulunan bugünkü Toskana bölgesine yerleşmişlerdir.
Bunlardan farklı olarak, M.Ö XIII. yüzyılın ikinci yarısında, Mısır
kaynaklarına göre, Firavun Merneptah (M.Ö 1232-1224) döneminde, 1230 yılında bazı denizci kabileler birlik oluşturup Mısır’a saldırır (Resim III) ve ağır bir yenilgiye uğratılırlar. Bu kavimlerden bir kısmı firavuna bağlı olmak ve vergi vermek koşuluyla Mısır’da kalır. Bu belgelerde adı geçen kabilelerin bir kısmı; Ahayivaşa’lar, Turşa’lar, Luka’lar, Şardana’lar, Şekeleş’ler şeklinde geçmektedir.15 Bu isimler firavun Merneptah’ın yazdırdığı Karnak kitabesinde geçer.16
Mısır belgeleri, III. Ramses döneminde de bu deniz halklarının kitleler
halinde geldiklerini ve ülkenin içlerine kadar girmelerine hiç kimsenin engel olamadığını belirtir. Bu deniz halklarının geldikleri yer olarak batı Anadolu, Ege adaları ya da Girit düşünülmektedir. Ancak, Zangger'e göre bu deniz halkları Truva (Troia) liderliğindeki batı Anadolulu müttefik halklardır Etrüskler ile bir tutulan Tereş (Teresh, Tursha = Tyrsenoi)'lerin İtalya'ya hareketinden önceki, yerleri Lidya
12 Ağaoğlu; a.g.e., s.4 13 Furreaux; a.g.e.s.143 14 W. Brandenstein, Etrüsk Meselesinin Şimdiki Durumu, İstanbul, 1937. 15 Erişim [ http://www.kafder.org.tr/nart?yazi_id=131 ] Erişim Tarihi: 23 Eylül 2004 16 Türkkan; a.g.m., s.417.
7
olarak gösterilir. Mısır kaynaklarında birçok kavim adı yanında Turşa (Tursa = Tunıski = Etrüsk)’larınki17 de geçmektedir.
Truva’dan söz edilirken hep aynı savaş konuşulur. Ancak Truva kentinin 5-6
kez kurulduğunun ve her defasında hangi kavimler tarafından yıkılıp kurulduğunun da dikkate alınması gerekir.
Mısır’a saldıran deniz kavimleri arasında sayılan Turşa’ların, Asyanın orta
kesimlerinde bir zamanlar var olduğu tespit edilmiş olan bir iç denizin çevresinde yaşayan halklardan oldukları ve denizin kurumasıyla da batıya göç etmiş olabilecekleri18 de varsayımlar içerisindedir.
XIX. yüzyıl ortalarında İskenderiye’de (Mısır) bir Hırvat tarafından bulunan,
üzerindeki sargılarda Etrüsklere ait elde edilebilen tek el yazması olan mumya şimdi Zagreb (Hırvatistan) müzesinde korunmaktadır. Mumyaların zengin ya da önemli kişilere yapıldığı göz önüne alındığında, bu mumyadan yola çıkarak, Etrüsklerin bir kısmının Mısır ve deniz halkları arasında M.Ö XII. yüzyıl başlarında yapılan savaştan sonra Mısırda yerleşik hayata geçtikleri ya da Mısır paralı askeri olarak yerleşmiş olabilecekleri kanısına varılabilir.
Herodot’a göre, Lidya’daki korkunç bir kıtlık sonucunda Lidya kralı Atis
(Atys), halkından bir kısmını oğlu Tirenos (Tyrhenos) ile uzaklara göndermeye karar verir. Onlar da gemilerle Anadolu’yu terk ederek İtalya’ya gelirler ve Tirenos’un adından dolayı Tirenien (Tyrhenien-Tirhen’li) adını alırlar.19
Herodot’dan yaklaşık beş yüzyıl sonra, Halikarnas’lı Dionisios, Etrüsklerin
İtalya’nın yerli halkı olduğunu ve dışarıdan gelmediklerini iddia eder.20
M.Ö II. ve I. yüzyıllardan itibaren Etrüsklerde Romalılaşma eğilimi artar ve Latince konuşmaya başlarlar. Böylece kendi kültür ve geleneklerini unutup, Etrüsk kimliklerini kaybetmeye başlarlar.
Kuruluşundan yıkılışına kadar Etrüsklerin varlık çizgilerini kısaca şöyle gösterebiliriz :21
- M.Ö 750’ler :Etrürya (Toscana) bölgesinde Etrüsk uygarlığı ortaya çıkar.
- M.Ö VII.y.y :Etrüskler önce Latium’da sonra Kampani
(Campanie)’de ve kuzey yönünde Po ovasına doğru genişler, Bologne (Felsina)’yı kurar.
17 Erişim [ http://www.arkeolog.netteyim.net/arkeo/denizkavimi/4.htm ] Erişim Tarihi:13 Ekim 2004 18 Elif Tül Tulunay, Etrüsk Sanatı, İstanbul, 1992, s.133 19 Erişim [ http://www.gizemci.com ] Erişim Tarihi: 15 Nisan 2004 20 Erişim [ www.hermetics.org/etruskler.html ] Erişim Tarihi: 06 Haziran 2004 21 Erişim [ http://jlblille.free.fr/sommaire.html ] Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2004
8
- M.Ö 625’ler :Etrüsklü Tarken (Tarquin) hanedanı iktidar olur. - M.Ö 607 - 569 :Eski Roma’da Tarken saltanatının başlamasıyla çarşı
(pazar) yapılıp Roma şehri kurulur. Etrüsk imparatorluğu daha fazla yayılır. İmparatorluk; önce Arretium, Caere, Clusium, Cortona, Perusia, Populonio, Rusellae, Tarquinii, Vetulonia, Volterra, Volcii ve Valsinii isimli on iki şehir devletiyle kentler birliği oluşturur. Daha önceleri Falerii ve Veii şehirlerinin de bu birliğe dahil oldukları tahmin edilmektedir.
Etrüsklerde 12 sayısı kutsal sayıldığı için hiç değişmiyordu. Eğer birliğe yeni
kentlerin katılması gerekirse, bu kentler dönüşümlü olarak bir dönem birliğe katılıyor sonra yerini bir diğerine bırakıyordu.22
Etrüskler Kampani’ye yerleşirler ve Yunanlılarla anlaşmazlığa düşerler. Daha
önce de Pompei’yi işgal eden Etrüskler, Kapue (Capoue)’yi işgal ederek yerlerini sağlamlaştırırlar. Yunanlılar sadece Naples ve Cumae’yi koruyabilirler.
- M.Ö 569 – 529 :Hükümdar Servius Tullius Roma’daki ikinci Etrüsk
kralıdır. M.Ö. 540’larda Yunanlıları Alalia (Aleria)’dan çıkaran Etrüskler Korsika’ya yerleşirler.*
- M.Ö 529 – 509 :Tarken hükümranlığının üçüncü Etrüsk kralı
Roma’dadır ve Roma kanalizasyonu (Cloaca Maxima) inşa edilir. - M.Ö 509 :Tarken hanedanı devrilir. Etrüsk soyluları cumhuriyet
ilan ederler. Etrürya, Kampani’den kopar. - M.Ö V. y.y. :Etrüsk imparatorluğu gerilemeye başlar; Veies ve
Roma arasında savaşlar olur; Etrüskler Cumae’deki deniz savaşında yenilirler; Samnitler Kampani bölgesindeki şehir devletini istila ederler.
- M.Ö 396 :Keltler Po ovasını işgal eder. - M.Ö 374 :Tirenien (Tyrhénienne) denizindeki Etrüsk hakimiyeti
sona erer; Siraküzenler’ler** Korsika ve Elbe adalarını ele geçirirler. - M.Ö IV – I. y.y :Romalılar Etrüskleri yenip kolonilerine yerleşir ve
topraklarını ele geçirirler. - M.Ö 295 :Volterra (Velathri) yenilir.
22 Tulunay; a.g.e., s.18.
* Erişim [ www.ifrance.com/ftev/colo.htm ] Erişim Tarihi: 08 Haziran 2004 ’e göre Korsika, Etrüskler tarafından M.Ö 400 yılında istila edilmişti
**Syracusain = Yunanistan’daki Korint şehrinden göç edenler tarafından M.Ö. 730 yılında kurulmuş büyük Yunan şehrinde oturanlar (Erişim [ http://perso.wanadoo.fr/spqr/syracuse.htm ] Erişim Tarihi: 9 Ocak 2005 )
9
- M.Ö 265 :Volsinies (Orvieto) yıkılıp tahrip edilir. - M.Ö 82 :Marius ve Silla (Sylla) arasındaki iç savaşta Etrüsk
şehirleri Marius tarafını tutarlar ve Silla’nın kazanması ile şiddetli bir şekilde cezalandırılırlar.
- M.Ö 40 :Perouse savaşıyla Etrürya, Roma’nın VII. eyaleti olur.
2.2 ETRÜSK UYGARLIĞI
Etrüsk uygarlığına ilk defa M.Ö VIII. yüzyılda İtalya’nın batı kıyılarında Arno ile Tiber nehirleri arasında rastlanmaktadır. Bu bölgede hızla gelişen Etrüsk üstünlüğü ve uygarlığı M.Ö. VIII. yüzyılın ikinci yarısından sonra Latium, Kampani (Campanie) ve Korsika’ya, VI. yüzyılda da yarımadanın güneyindeki Yunan yerleşimleri ile kuzeyde Po ovasına kadar yayılmıştır. Etrüskler, VII. yüzyıl sonunda yönetim ve uygarlık yönünden en parlak devirlerini yaşamışlardır. (Harita III)
Bunun sonuçlarından birisi olarak, kuzeydeki verimli topraklar sayesinde
Etrürya tarım ürünleri deposu haline geldi ve kuzeye doğru ticarette de çok gelişti. Etrüsk uygarlığı kısaca şöyle özetlenebilir:
2.2.1. DEVLET YAPISI Etrüskler, güçlü, bağımsız kent devletlerinin, gevşek birliğinden oluşmuş çok
merkezli bir devlet düzenine sahipti. Etrüsk soyluları arasından seçilen ve aynı zamanda rahip olan kent yöneticilerine Lucumo denirdi.23 Etrüsk devlet başkanı ise bu Lucumo’lar içinden seçilirdi.
Etrüsk soyluları iyi bir savaşçı olarak yetişir ve uzmanlaşırlardı. Yöneticiler
ile üst kademelerde çalışan görevliler Etrüsk kabileleri içinden seçilir, halktan kimse bu görevlere getirilmezdi.
Etrüskler, önceleri fethettikleri yerleri yalnızca eski kabilelerin aileleri
arasında paylaştırırlardı. Ancak, daha sonra ele geçirilen topraklar, Etrüsk nüfusunun kullanabileceğinden çok daha fazla bir duruma gelince, Pleb* ailelerine de bu topraklardan pay vermeye başladılar. Askerlik, önceleri sadece arazi sahibi olan asillerin yaptığı bir iş iken, Pleb’lerin toprak sahibi olmasıyla, onlar da bu haktan yararlanmaya başladı. Yüz sene kadar devam eden bu uygulama sonucunda Pleb’ler ve Patrisyen’ler (soylular) eşit haklara sahip olacaklar ve Cumhuriyetin kuruluşu için zemin oluşturulacaktır.24
23 Arın Engin, 1-Büyük Roma Uygarlığının Yaratıcıları , Etrüsk Türkleri, Uranus Sayı: 28, s.57.
*Plèbe = halk tabakası, ikinci sınıf yurttaş (Tahsin Saraç, Büyük Fransızca-Türkçe Sözlük, İstanbul, 1991, s.1064.) 24 Ağaoğlu; a.g.e., s.9
10
2.2.2. İNANÇ SİSTEMİ Latin yazarları, Etrüsklerin dininin “vahiy edilmiş” bir din olduğu yönünde
bilgiler vermişlerdir. Ancak uygulamalarına bakıldığında hiçte öyle olmadığı görülür. Etrüsk dini, ulusal bir özgünlük taşır.
Etrüskler, büyü ve sihirbazlık gibi puta tapıcılığın bütün temel unsurlarını
kullanmışlardır. Ayrıca puta tapıcılığın (Resim I) ayrıntılarını da kullanmış ve tam bir ilim dalı şekline yükseltmişlerdir. Puta tapıcılığın merkezi olan Asya’nın orta kesimlerinde olduğu gibi Etrüsklerde de ölünün yüzü kırmızıya boyanırdı.25
Etrüsklerin din ilkelerini içeren kitapları üç ana başlık altında toplanabilir :
a. Libri Haruspicini, kurbanın ciğerine bakarak kehanette bulunma sanatını anlatır. Kehanette bulunma sanatı kurumsallaştığı için kehanette bulunmak amacıyla bir bronz ciğer (Yazıt VI) bile yapmışlar ve bronz ciğeri bölümlere ayırmışlardı.
b. Libri Fulgurales, yıldırımları yorumlamayı öğretir. c. Libri Rituales, ise çok daha geniş kapsamlı idi. Dini ilkelerin yanında
devletlerin bireyler gibi yaşamı, şehirlerin ve tapınakların kurulması, ordu ve devlet düzeni gibi konuları da içeriyordu.
Etrüsklerde on bir çeşit yıldırım vardı ve yalnızca dokuz tanrı yıldırım
atabilirdi. Bunlardan sadece Tinis üç çeşit yıldırım gönderebilirdi. Etrüskler yıldırımları inceleyebilmek için gökyüzünü on altı bölüme ayırmışlardı ve gözlemlerini buna göre yapıyorlardı. Her bölüm bir ya da bir kaç tanrıya aitti. Böylece yıldırımı hangi tanrının gönderdiğini anlayabiliyorlardı.
Bütün bu kitaplara rağmen Etrüsk dini, sözlü olarak aktarılmıştır. Bu
kitapların M.Ö. I. yüzyılda yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Tapınaklar tıpkı evler gibi ağaçtan yapılır ve pişmiş toprakla süslenirdi.
Tapınaklarda birçok farklı tanrı bulunabilirdi. Bazen, resim ve heykel diliyle, mezarlarda olduğu gibi, çok sayıda süsleme yapılırdı.26
Etrüsklerin öteki dünya ile de ilgili inançları vardı. (Resim II) Onlara özgü
birçok cin vardı. Ölülerle beraber konulan eşyalardan, yapılan resimlerden ve kabartmalardan, kişinin ruhunun kanatlı cinler tarafından öteki dünyaya götürüldüğü anlaşılıyor.27
Rahiplerin iki görevi vardı. Birincisi, tanrılardan iyilikler istemek, onların
öfkelerini dindirmek için, onlara hayvanlar kurban etmek, şarabın, yağın ve balın en iyilerini onlara sunmaktı.
25 Brandenstein; a.g.e., s.7 26 Erişim [ http://fr.encyclopedia.yahoo.com/rsc/legal.html ] Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2004. 27 Erişim [ www.hermetics.org/etruskler.html ] Erişim Tarihi: 06 Haziran 2004.
11
İkincisi ise, okumak, tanrılar tarafından açığa vurulan onların isteklerinin esrarengiz belirtilerini tercüme etmek ve bıraktıkları geleceği sezinlemekti (kehanette bulunmaktı).
Etrüsk takvimi eskiden sekiz gündü ve haftanın başlangıcı, krala şikayet günü
olan Pazar’dı.28 Etrüsklerde aynı zamanda farklı bir takvim kullanılırdı. 365 gün 6 saatlik güneş yılını 30 günlük 12 ay olarak bölmüşlerdi. Geriye kalan 5 gün 6 saati ise rahipler ‘artık günler’ olarak hesaplar ve belli yerlere yazılı olarak asarlardı. Bu günlerde kimse evlenmez, hatta çalışmazdı. Bu bakımdan bu günleri herkesin bilmesi gerekirdi.29
Tanrıların düzeni, tıpkı insanlarda olduğu gibiydi, yetki ve sorumluluklar
paylaştırılmıştı. Etrüsklerde diğerlerine hakim olan üç tanrısallık vardı: Tinis (Tinia), Uni(s), ve Menerva (bazı kaynaklarda Minerve ya da Menrva).
Etrüsk, Roma ve Yunan tanrılarının isimleri farklı olsa da (Çizelge II)
işlevleri birbirine benzer. Etrüsklerdeki büyük tanrıları ve onların görevlerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:
TINIS :Olimpos dağının kralıdır, mutlak güce sahiptir. Roma’daki
tanrılar tapınağının (Pantéon’unun) büyük bir tanrısıdır, en yüce tanrı olarak kabul edilir. Tinis, “çok iyi ve çok büyük” anlamını çağrıştıran Optimus Maximus diye adlandırılır ve hem yıldırımın efendisi hem de tanrılar kralıdır.
UNIS :Kadınların koruyucusudur, dünyanın hakimi unvanını elinde
bulundurur, Tinis ile evlidir. MENERVA :Bilgeliğin ve bilimlerin tanrıçasıdır. Menerva güçlü bir
savaşçıydı ve tanrıça olarak tasvir edilenlerin en ünlüsüdür. Zırh giyerdi. TURAN :Güzellik ve aşk tanrıçasıdır. Bir güvercin tutar. SETHLANS :Demir, metal işleri tanrısıdır. FULLANS :Bitki ve şarap tanrısıdır. TURMS :Ticaretin ve pazarlamacıların, tüccarların patronlarının
(işverenlerinin) ve hırsızların tanrısı ve tanrıların elçisidir. APLU :Işığın ve sanatların tanrısıdır. Etrüsklerin hayatında dinin çok önemli bir yeri vardı, yukarıda sayılan başlıca
tanrılardan başka irili ufaklı birçok tanrıları daha vardı. Bunlardan birisi de bahçe ve ürün tanrısı olan Vertumnus’dur.
28 Ağaoğlu; a.g.e., s.17. 29 Erişim [ http://www.turkcan.org/makalelerview.asp?key=227-28k] Erişim Tarihi: 25 Haziran 2004
12
Etrüsk tanrıları Roma inançlarına da geçmiştir. Ancak belge eksikliğini ve Yunan etkisini de hesaba katarsak Etrüsk tanrılarının sayısını tam olarak belirlemek çok zordur. Roma uygarlığı Etrüsk uygarlığının devamıdır. Yunan uygarlığı ise o dönemde Etrüsklere komşu ve onların rakibi büyük bir uygarlıktır. Bu yüzden Etrüsk, Roma ve Yunan tanrı kavramlarında karşılıklı etkileşim olmuştur.
2.2.3. SANAT Etrüskler, bütün sanat dallarında büyük bir gelişme kaydetmişler, çok sayıda
eser vermişlerdir. Bu eserlerden birçoğu mezarlarda bulunmuştur. Bunlar, ölünün hayattaki durumunu yansıtan, günlük yaşantısından eşyalar; vazolar, siyah vernikli seramikler, kaymaktaşı veya volkanik tüf taşından taş heykeller, bronz heykeller ve takı eşyaları şeklindedir.
Altın, gümüş, fildişinden takı eşyaları ve çok gelişmiş bir teknikle işlenen
mine, taneleme, telkâri işçilikleri, Etrüsk medeniyetindeki zarafeti; bu eserler ise onlardaki ince bir zevki ortaya koyar.30
Etrüsk ayakkabılarının altı, bronzla kaplı ağaçtan yapılır ve üst tarafı da ip
gibi ince bir deri ile bağlanırdı. Etrüsk sanatı büyük ölçüde mezarlar, takı eşyaları, vazolar ve fresklerden
öğrenilmiştir. Mezarlar, Etrüryanın güneyinde volkanik tüf taşlara oyulmuş, kuzeyde ise taş ve kerpiç ile mimari bir şekilde yapılmıştır.
Etrüskler fresk yapımında farklı teknikler kullanmıştır. Karıştırılmış ot (kök)
boyalardan, beyaz, siyah, kırmızı ve sarı renkleri elde etmiş ve kullanmışlardır. Fakat gelişmiş teknikleriyle bu boyaları paletlerde hafif minerallerle karıştırıp mavi, yeşil, pembe, kahverengi ve menekşe rengini elde etmişlerdir.
2.2.4. MİMARİ Etrüskler mimari alanında da yüksek bir konuma erişmişlerdi. Geniş yollar
yapmışlar, çarşılar kurmuşlar, şehrin çevresini sur ile çevirmişler, kanalizasyon sistemini daha o dönemde kurmuşlardır. Roma gibi sonradan kurdukları şehirleri düzenli ve planlı olarak yapmışlardır. Yaptıkları tapınaklar ve anıtsal değerdeki şehir kapılarında sanat alanındaki hünerlerini göstermişlerdir.
Mabetlerin temelleri taştan, üstü ise kerpiçten yapılırdı. Mezarlar ise tam bir
sanat eseri şeklindeydi. Bazı mezarlar iki katlı olur, ceset ya da yakılan küllerinin konduğu testi ikinci kata yerleştirilirdi.31
2.2.5. MADENCİLİK
30 Erişim [ http://www.italie1.com/voirundocument.php ] Erişim Tarihi: 15 Haziran 2004. 31 Ağaoğlu; a.g.e., s.14
13
Etrüsklerin yaşadığı Toskana bölgesi, özellikle bakır madeni, yataklarıyla
doludur. Etrüskler madenleri eritip kullanmakta çok yetenekli idiler ve bu yeteneklerini savaş aletleri yapımında en iyi şekilde değerlendirmişlerdir. Bronzdan hem savaş aleti yapımında hem de heykel yapımında faydalanmışlardır.
Mermeri, yer döşemesi ve sütunlar başta olmak üzere sarayların değişik
yerlerinde kullandıkları gibi, heykel yapımında da kullanmışlardır. Etrüskler seramik atölyeleri kurmuşlar, ağaç işlemeciliğinde çok ileri
gitmişlerdi.32 2.2.6. EKONOMİ Etrüsk ekonomisinin temel taşlarını: Tarım (buğday, keten, şarap, zeytinyağı gibi ürünler), hayvancılık (at, sığır,
koyun, domuz, arı yetiştiriciliği) ve balıkçılık oluşturuyordu. Ayrıca, içinde gümüş bulunan kurşun madenleri ve demir işleniyordu. Elbe
adasının yanındaki Populonia adasında ise bakır üretimi yapılmaktaydı.33 Ancak, Etrüskler aynı zamanda iyi bir tüccar ve gemiciydiler.34
32 Erişim [ http://www.cultura2000.provincia.siena.it ] Erişim Tarihi: 01 Haziran 2004. 33 Erişim [ http://fr.encyclopedia.yahoo.com/rsc/legal.html ] Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2004 34 Erişim [ http://www.italie1.com/voirundocument.php ] Erişim Tarihi: 15 Haziran 2004.
14
II. BÖLÜM
15
1. ALFABE VE YAZI
1.1.ALFABE M.Ö XII. yüzyıldan itibaren Etrüsk alfabesi ile yazılmış metinler görülmeye
başlar. (Çizelge III) Ancak, bu metinlerde kullanılan harfler her zaman aynı değildir. Metnin ya da yazıtın yazıldığı bölgenin kullandığı şive farklılıklarına göre de değişiklikler gösterir. Bu yüzden Etrüsk alfabesindeki harfler bazen 26’dan fazladır ve bazen de harfler farklı olarak karşımıza çıkabilir.( Çizelge IV, V ) Ancak, değişime uğrayan alfabenin genel olarak kabul edilen şekli 26 harf üzerinedir. (Çizelge VI) Belgeler genellikle mezarlardaki yazılardan elde edilmiştir. Etrüsk alfabesi varlığını günümüze kadar sürdürememiş olmasına rağmen Latin alfabesinin doğuşuna neden olmuştur.35
Etrüsk alfabesi Yunan alfabesi ile yakınlık göstermektedir. Etrüsk alfabesinde
Yunan alfabesinde olmayan ve eski zamanlarda kaybolmuş Fenike harflerinin bulunması, Etrüsklerin alfabeyi Yunanlılardan önce Fenikelilerden aldığını düşündürür.
Bazı harfler sadece Etrüskçe ya da Yunanca’da değil, tüm Ege’de
bulunmaktadır. Tüm Ege’de: S harfi w şeklinde (Etrüskçede S harfi, kelime ortasında w şeklindedir) X harfi X şeklinde F harfi F şeklindedir. Ancak f yerine kullanılan f ya da F şeklindeki işaretler
VI. yüzyılda uyarlanmıştır ve bölgeseldir. Etrüskçedeki bazı harfler zaman içerisinde değişime uğramış ve başka bir
harf şekline dönüşmüştür. Bunlardan bazıları :36 i :e / a ika, eka i : e/a aki, ake ai :ei caicna > ceicna cnaive > cneive ia :ie anciac > anciec evianc > evienc ei :e cainei > caine ie :e ieniac > eniac f :h fasti > hasti f :h itsaf > itsah Diğer bütün dillerde olduğu gibi Etrüskçe harflerin de kendine özgü bir
görünümü vardır. Birçok dilin alfabesi Latin harfleriyle yazılmasına rağmen, nasıl 35 Erişim [ http://classes.bnf.fr/dossiecr/chr-ecri.htm ] Erişim Tarihi: 15 Haziran 2004. 36 Erişim [ http://www.geocities.com/jackiesixx/caere/languagepage.htm ] Erişim tarihi: 01 Ocak 2005
16
farklı ses değerleri ifade ediyor ise, Yunan ve Latin harflerine benzer görünümünden farklı olarak Etrüsk dilinin de farklı ses değerleri vardır. (Çizelge VIII)
1.2. YAZI İnsanlık, yaklaşık 5300 yıldır yazıyı kullanmaktadır. Ancak yazı bugün
kullandığımız şekle dönüşünceye kadar farklı aşamalar geçirmiştir. Dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan insanlar doğal olarak farklı uygarlıklar kurmuşlar ve ayrı yazı türleri kullanmışlardır. Ancak başlangıçta kullandıkları yazı şekilleri birbirine benzemektedir. Yakın uygarlıklar, birbirlerinden etkilenmişlerdir.
Dünyanın farklı bölgelerinde yüksek seviyede Maya, Aztek, Afrika, Fenike,
Mısır, Çin, Hint ve Asya uygarlıkları kurulmuş ve her uygarlık gelişmişliğin göstergesi olarak ekonomi ve sanat alanında kullanmak için kendi yazı şekillerini bulmuşlardır. Ancak en eski yazı olarak karşımıza Sümer yazıtları çıkmaktadır. İlk yazı sistemleri resimler ile başlamış, çeşitli aşamalardan sonra bugünkü modern şekline dönüşmüştür.
Yazının beşiği Mezopotamya‘dır. Sümerlerin eski başkenti Uruk (günümüzde
Irak”ta bulunan Warka) şehrinde M.Ö 3300 yıllarına tarihlendirilen çivi yazısı ile yazılmış kil tabletler bulunmuştur.
Yazıların çoğu, farklı sistemlerin bir uyuşumudur. Yazı sistemleri üç büyük
öbeğe ayrılabilir :37 a. Düşünceyi resim ya da işaretlerle yazma (idéographique) sistemleri
Bu sistemlerde her işaret bir nesne (pictogramme) ya da bir düşünceyi (idéogramme) anlatır.
Bu sistemle yazılmış yazıların, teorik olarak, aynı dili konuşmayan insanlar arasında iletişimi sağlayabileceği düşünülür. Ama yine de her kültür kendine özgü anlatım şekilleri kullanır. Su sözcüğünü belirtmek için Mısırlılar; yarı belirsiz engebe, Çinliler; su akıntısını andıran bir çizgi ve Aztekler; bir kap içinde mavi çizgi işaretini kullanır.
Binlerce işaret ve şekil kullanmayı gerektiren bu yazıyı öğrenmek hem zor
hem de çok uzun zaman alır.
b. Heceye dayalı -seslemsel- (syllabique) sistemler
Bu sistemlerde her işaret bir sesi verir. Seslemsel bir yazı ortalama 80 ila 120 işaretten oluşur. c. Alfabetik sistemler
37 Erişim [ http://classes.bnf.fr/dossiecr/sys-ecri.htm ] Erişim Tarihi: 17 Ağustos 2005
17
Bu sistemlerde bir ses için birçok işaret birlikte kullanılabilir. İşaretlerin birbiri ile uyumu sayesinde ortalama 30 işaretle bir dilin bütün söylemlerini karşılamak mümkündür. Üç büyük öbeğe ayrılan bu yazı sistemleri içerisinde en gelişmiş ve kullanışlı olan, alfabetik sistemlerdir.
Etrüsk yazısı alfabetiktir, hece yazısı değildir ve büyük ölçüde okunabilmiştir.
Türk dili gibi, Etrüsk dili de bitişken bir dildir. Kelime türetilirken kökler değişmez. Köklerin sonuna belli bir düzen içerisinde eklenen eklerle yeni kelimeler türetilir.
Sami ve Hint-Avrupa dil grubundaki dillerde ise kökler de değişikliğe
uğrayabilir. Bir olay veya durum anlatılırken Türkçe ve Etrüskçenin aksine, ifadeler sonek ile değil edat veya ayıraç ile belirtilir.
“Ahmet’in oğlu” cümlesi:
Fransızca, “de” edatı ile: Le fils d’Ahmet şeklinde söylenirken,
Etrüskçe, “sa, isa” soneki veya clan kelimesi eklenerek:
Ahmetsa Astemha şeklinde Ahmetisa Asitemha ya da Ahmet klan (Ahmet oğlu) nalk temha şeklinde ifade edilir. Bu örnek cümledeki tamlayan durumu (-in hali) Türkçe’de “in” eki ile,
Etrüskçede “sa, isa” soneki ile gösterilirken Fransızcada “de” edatı ile belirtilir. Etrüsklerin, yakın ilişkide bulundukları halklarla yakınlıkları olabilir
düşüncesiyle bazı dini formüller ile mezar yazıtları arasında benzerlikler kurulmaya çalışılır. Ancak, onların bu halklardan farklı oldukları görülür.
Bulunan en eski Etrüsk alfabe örneği, Marsiliana’dan çıkan fildişi bir tablet
üzerindeki yazıdır ve MÖ VII. yüzyıla tarihlenmektedir. (Çizelge VII) 1.3. SAYILAR Etrüskçe sayıların okunuşu konusunda bilim adamları arasında farklı görüşler
vardır. Bu konuda araştırmacılar henüz tam bir görüş birliğine varabilmiş değildir. Bu yüzden, aynı şekiller bazen farklı biçimlerde okunabilmekte ve rakamların değeri kişilere göre değişmektedir. Ancak, rakamların 1’den 6’ya kadar olan kısmında bilim adamları arasında çok farklı görüşler olmasına rağmen, 10’dan sonra gelen rakamlar için fazla farklılık yoktur.
Etrüskçe, altıya kadar olan sayılar Dr. Arın Engin’e göre :
18
1 :tıbu, 2 :zal, 3 :ci, 4 :sa, 5 :mak, 6 :but şeklinde okunurken, Bonfante’a göre : 1 :thu, 2 :zal, 3 :ki, 4 :şa, 5 :max, 6 :huth şeklinde, Selahi Diker’e göre : 1 :thu, 2 :ki, 3 :huth, 4 :ça, 5 :mal, 6 :zal şeklinde38 ve F. Butavand’a göre ise 1 :huth, 2 :ci, 3 :max, 4 :zal, 5 :sa, 6 :thu şeklinde39 okunabilmektedir.
1 :tu ut 2 :zal / esal laz / lase 3 :ki ik 4 :hut (şa) tuh 5 :maç hcam 6 :s’a (hut) tuh 7 :semf fmes 8 :cezp pzec 9 :nurf frun 10 :şar (zar) raz 20 :zatrum40 murtaz
İki onluk arasındaki sayı tespit edilirken onluklar üzerine 1’den 6’ya kadar ilave edilir. 11 :tu zar raz ut 12 :esal zar raz lase
13 :ki zar raz ik 14 :hut zar raz tuh
Ancak, 7, 8, 9 ilave edilmez. Aksine, onlukların üzerindeki bu rakamların bulunması, sondaki onluktan 1, 2, 3 çıkarılarak gerçekleştirilir. –em takısı rakamlardaki azaltmayı belirtir. 17 :kiem zatrum murtaz meik Yirmiden üç eksik
18 :eslem zatrum murtaz melse Yirmiden iki eksik 19 :tunem zatrum murtaz menut Yirmiden bir eksik 27 :kiem kialç hclaik meik Otuzdan üç eksik 38 :eslem hut alç hcla tuh melse Kırktan iki eksik 49 :tunem muvalç hclavum menut Elliden bir eksik
Etrüskçe’de 90’a kadar olan onluk sayılar (şar -zar- :10 ve zathrum :20 hariç)
9’a kadar olan sayıların sonuna “alç” takısı ilave edilerek elde edilir. Buradan da 38 Erişim [ http://etruskisch.de/etruscan.htm ] Erişim Tarihi: 30 Nisan 2004 . 39 Nogara; a.g.e., s.216. 40 Erişim [ http://www.geocities.com/jackiesixx/caere/languagepage.htm ] Erişim tarihi: 01 Ocak 2005
19
“alç” takısının, yukarıdaki eksiltme mantığına göre, sıfır anlamına geldiğini söyleyebiliriz.
30 :kialç hclaik 40 :hutalç hclatuh 3 ile 0 veya 3’lü 0 ya da 0’lı 3 4 ile 0 veya 4’lü 0 ya da 0’lı 4 50 :muvalç hclavum 60 :sealç hclaes 5 ile 0 veya 5’li 0 ya da 0’lı 5 6 ile 0 veya 6’lı 0 ya da 0’lı 6 70 :semfalç hclah fmes 80 :cezpalç hclapzec 7 ile 0 veya 7’li 0 ya da 0’lı 7 8 ile 0 veya 8’li 0 ya da 0’lı 8 90 nurfalç hclafrun 9 ile 0 veya 9’lu 0 ya da 0’lı 9
Latinler, alfabede esin kaynakları olan Etrüskçenin, sayı düzenini gösteren şekillerinin birçoğunu da Etrüsklerden almıştır. (Çizelge I)
1.4. SÖZCÜKLER Etrüskçe konusunda son dönemlerde büyük ilerlemeler kaydedilmesine
rağmen, bazı kelimelerin çözümü konusunda hala tam bir görüş birliğine varılabilmiş değildir. Kuşkusuz, bunun nedenlerinden birisi de çift dilli yazıtların olmayışıdır.
Ancak, Etrüskçe kelimelerin anlamlarının hepsini tam olarak kapsayan
sonuçlar ortaya çıktıkça, bu kelimeler sayesinde, Etrüskler hakkında biraz daha fazla bilgi elde edilebilecektir. Bu güne kadar çözülebilen Etrüskçe kelimelerden bir kısmı alfabetik olarak Türkçe karşılıklarıyla birlikte “ETRÜSKÇE SÖZCÜKLER VE TÜRKÇE KARŞILIKLARI” bölümünde verilmiştir. Verilen kelimeler, hayatın farklı alanlarında karşımıza çıkan kelimelerdir.
20
2. DİLLER VE DİL TOPLULUKLARI
Dil, tıpkı insan gibi doğar, büyür, gelişir. Bir kısmı ölür, diğerleri ise yaşamaya devam eder. Farklı bölgelerde yaşayan, ancak aynı dili konuşan insanların dilleri de zaman içerisinde ihtiyaca göre değişip yeni şekiller alabilir. Aynı bölgede konuşulan bir dil bile, tam olarak oturmuş (durulmuş) olsa da, zaman içerisinde gözle görülür bir şekilde değişime uğrar. Ancak, dillerin cümle yapısı değişmez.
Dünyada 3500’ü temel dil olmak üzere toplam 6000 kadar dil bulunmaktadır.
Bu diller de, yakınlıkları oranında kendi aralarında sınıflandırılmışlardır. Dünyada bulunan dil ailelerini bölgesel olarak:
Ural-Altay, Hint-Avrupa, Sami, Çin-Tibet, Malay-Polinezyen, Dravid (Güney
Hindistan), Avustralya-Papu, Nijer-Kongo, Bantu ve Amerika yerli dilleri şeklinde toplayabiliriz.
XVIII. yy’da Leibniz, eski ve yeni bütün dillerin kökeninin tek bir dilden
(protolangue) geldiğini söylemiştir.41 Diller arasındaki farklılık, zaman içerisinde farklı coğrafyalarda yaşayan insanların farklı ihtiyaçlarından ve kullanımlardan dolayı artmıştır.
Sondan eklemeli bir dil olan Türk dili, diller sınıflandırılırken Ural-Altay dil
topluluğu içinde kabul edilmiştir. Uzmanlar, 'kayıp dillerin genellikle Sami veya Hint - Avrupa dilleri dışında kalan, sondan eklemeli (agglutinante) dillerden oluştuğunu belirtiyorlardı.42
Her dilin kendine özgü bir yapısı ve kuruluşu vardır. Diller arası
incelemelerde öncelikli olarak dilin biçimbilim ve söz dizim yapısı belirleyici olur. Ölü bir dil olan Etrüsk dili, Toskana bölgesinde Roma İmparatorluğu’nun ilk
dönemlerinde de konuşulmuştur. İlk çağın sonlarından itibaren unutulmaya başlayan Etrüsk dilinden günümüze, Mısır’da bulunan mumya, yazıtlar ve Latin yazarları tarafından yapılan alıntılar dışında dikkate değer yazılı metin kalmamıştır. Eski yazıların çözülmesinde en çok kullanılan yöntem olan çift dille yazıtların çözülmesi, ne yazık ki Etrüsk dili için söz konusu değildir.
Etrüskçe, M.Ö. ikinci binin ikinci yarısında küçük Asya’dan İtalya’ya taşınır
ve imparator Ogüst (Auguste) çağına kadar konuşulur. Trombetti ve birçok yazarda olan düşünceye göre, yaşayan büyük dillerin
hepsinde olduğu gibi Etrüskçe’de de büyümede aksaklıklar, söz diziminde zaman zaman meydana gelen değişkenlikler ve farklılıklar yüzünden tutarsızlıklar olabilir.43
41 Erişim [ http://site.voila.fr/cfijdida/didactique/langueLang/langLang.htm] Erişim Tarihi:29 Temmuz 2004 42 Erişim [ http://www.geocities.com/turklukbilgisi/TurkDilininBesBinYili-Giris.htm ] Erişim Tarihi: 05 Ağustos 2004 43 Zacharie Mayani, Les Etrusques commencent à parler, Paris, 1936, s.78.
21
3. ETRÜSKÇENİN BİÇİMBİLİM VE SÖZDİZİMSEL YAPISI
Diller incelenirken, bir dilin farklı etkenlerden dolayı değişebileceği
düşünülür. Ancak, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, dillerin değişmeyen, hangi dil öbeğinden olduğu ve hangi dillerle yakınlığının bulunduğunu tespit etmekte öncelikli olarak belirleyici olan, o dilin biçim ve sözdizimidir.
Birbiriyle yakınlığı olan diller araştırılırken, sadece, bu diller arasındaki
kültürel benzerlik ve aynı kökenden gelmekten kaynaklanan söz dağarcığı belirleyici olsa, Türk oldukları konusunda bilim adamlarının ortak kanıda olduğu Çuvaş ve Yakut Türklerinin, Oğuz Türkçesi ile olan sözcük benzerliğinin çok az olmasından dolayı, onların farklı bir ırk olduğunu düşünmek gerekir. Ancak, biçim ve söz dizim açısından bakıldığında, onların Türk olduğu ve Oğuz Türkçesi ile aynı dil öbeğinde bulunduğu görülür.
Etrüsk dili, tarih sahnesinden yaklaşık 2000 yıl önce çekilmesine ve çift dilli
yazıtı bulunmamasına rağmen, uzun yıllar süren ve henüz tam anlamıyla sona ermeyen incelemeler sonucunda, onun sondan eklemeli bir dil olduğu ve bölgeye dışardan geldiği anlaşılmıştır.
Etrüsk dilinin çözümü henüz tam olarak aydınlığa kavuşturulamamış
olmasına rağmen bu dilin, içlerinde Türkçenin de bulunduğu, çoğunluğu Asya’da bulunan, sondan eklemeli (agglutinante) diller ile aynı öbekte yer aldığı görülür. Çözümlenmiş sözcükler konusunda Etrüsk uzmanları, henüz tam bir görüş birliği içerisinde değiller. Birçok sözcüğün anlamı hala tartışmalıdır.
Buna en güzel örneklerden birisi de Fler kelimesi ile ilgili farklı görüşlerdir.
Fler kelimesi, Agram mumyasında 14 kez geçer ve çevirileri kişilere göre çok değişiklik gösterir. Trombetti “heykelcik”, Alfred Torp “bağış”, Sigwart “tanrı” olarak çevirmektedir. Bunların aksine, Pérouse’deki bir aynadaki uygulamaya dayanan Gustave Herbig ise, Yunanca “kalbi taş gibi katı” anlamına gelen “Σιδηew” kelimesi gibi çevirir. Diğer Etrüsk uzmanları bu fikri kabul etmezler. Goldman, “fler” kelimesinin kişiye ait isim değil, ayna üzerine çizilmiş kuyu olduğunu ve bu kökün genellikle derin nesneler için verildiğini belirtir. Daha sonra, Goldman’dan ayrılan Trombetti, “Fler” kelimesine “heykel” veya “yükseklik” anlamı verir, derinlik olarak değil, kuyunun bilezik taşının (kuyu bileziğinin) yüksekliği olarak kullanır.
Benzer yazıt öbekleri arasında tekrar edildiği gözlemlenen kelimelerin ve bazı
cümlelerin olası anlamları en aza indirgenip aralarında karşılaştırma yöntemi 1890’lardan bu yana uygulanmaktadır. 1940’lardan sonra ise kelime ve cümlelerin çözümü hızlanmıştır.
Bu yöntemde büyük yanlışlar çıkmamasına rağmen, çoğunlukla daha önce
bulunan benzer anlamlardaki sonuçları destekleyen, az sayıda sözcük ortaya çıkmaktadır.
22
4. ETRÜSKÇE DURUM EKLERİ 4.1. ADLAR Etrüskçede adlar çekim ekleri alırlar. Bunlar: Tekil çoğul yalın durumu
klen (klan) nelk klen-ar ra-nelk oğul (erkek) oğul-lar
yükleme durumu yalın haldeki gibidir tamlayan durumu
klen-s s-nelk klen-ar-si is-ra-nelk oğul-un oğul-lar-ın kalma durumu
klen-ti itnelk klen-ar-ti it-ra-nelk oğul-da oğul-lar-da
4.1.1. YALIN DURUMU (nominatif) : Etrüskçede fiil pasif yapıda ise ad yalın halde olur. Türkçede olduğu gibi
ad’ın durum eki almamış şeklidir. anne :ati ita baba :apa apa Çoğul eki alan kelimeler, Türkçede olduğu gibi Etrüskçede de durum ekleri
belirtilirken, yalın sayılmaktadır. maske :fersu usref maske-ler :fersu-r r-usref köle :eterav varete köle-ler :eterav-ar ra-varete 4.1.2. YÜKLEME DURUMU “-i hali” (accusatif) : Yalın haldeki gibidir. Utu irez zeri utu :ayin yaptı
23
Utu irez zeri utu :ayini yaptı 4.1.3. TAMLAYAN DURUMU “-in hali” (determinatif) : -l, -s Yalın konumdaki bir ses ile biten adlar tamlayan durumunda “l” veya “s”
alırlar. Eğer sözcük sessiz bir harfle bitiyorsa “s” yerine “us” alabilir. Etrüskçede tanımlık –l’article- yoktur. Ancak, sadece kişi adlarında cinsiyeti belirten tanımlık vardır. Ad’ın tamlayan durumu işaretleri dişide “-al” ve erkekte “-s”dir. Tamlayan durumu aidiyeti ifade eder.
ita Ati :Anne la-ita ati-al :Anne-nin apa Apa :Baba s-apa apa-s :Baba-nın
la-tnra Arnt-al :Arnt-ın la-siral Laris-al :Laris-in
Etrüskçede yönelme durumu (–e hali) olmadığı için bir “s” eki, hem tamlayan
durumu, hem de yönelme durumu karşılığını verir. Ayrıca, tamlayan durumu ekleri olan “l” ve “s”nin her ikisinin birlikte
eklenmesiyle ad’ın ayrılma (ablatif) durumu (–den hali) yapılır.44 Bu ek “ls” şeklinde gelebildiği gibi bazen “las” şeklinde de olabilir.
Bazen –sa veya –isa gibi özel bir sonek ile “-nın oğlu” şeklinde kişi adından
yapılan soyadı düzenlenir, Aule velimna lartal klan Prens velimna lart oğlu nalk latral anmilev elua yerine Aule velimna lartal-isa Prens velimna lart-ın oğlu asi-latral anmilev elua şeklinde de yazılabilir. 4.1.4. KALMA DURUMU “-de hali” (locatif) :-ti
44 Erişim [ http://www.geocities.com/jackiesixx/caere/languagepage.htm ] Erişim tarihi: 01 Ocak 2005
24
Kalma durumu; birinin, bir şeyin durumunu ya da zaman ve yerdeki yakınlığını ifade eder. Bazen, “ai, ei, i” şeklinde olabildiği gibi bazen de “-de, -da” anlamındaki ti eklenerek şeklinde yapılır. Ancak, “ai, ei, i” ekleri ile “-de, -da” eklerinden hangilerinin işlek ya da hangilerinin daha sık kullanıldığı konusunda yeterli bilgi yoktur.
naset tesan :kap it-naset tesan-ti :kap-ta naset kitmaz zamtik tesan :altın kap it-naset kitmaz zamtik tesan-ti :altın kap-ta Ancak ad’ın sonundaki “i”nin kelimenin aslından mı yoksa kalma durumu eki
mi olduğunu ayırt etmek bazen zordur.45 imitira Aritimi : Aritimi imitira Aritimi :Aritim’de örneğinde olduğu gibi sözcüğün aslının “Aritim” ya da “Aritimi” olup
olmadığını ancak cümledeki anlamından çıkartabiliriz. Çoğulda ise ekler, Türkçede olduğu gibi çoğul ekinden sonra getirilir “arti”. ralut tular :sınırlar, araziler it ralut tular ti :sınırlarda, arazilerde46
Bu, dağılımcı yöntemle: İt-ra-lut tul-ar-ti sınır-lar-da şeklinde yazılır.
Etrüsk dilinin yapısı, Türkçe gibi, sondan eklemeli bir dil olduğu için, sonek kullanımını gerektirir.
4.2. EKLER : Etrüskçede, tıpkı Türkçedeki gibi önekler yoktur, sadece sonekler vardır.
Sonek “aç” köken, soy bildirir, sonek “na” ise ilişki gösterir.47 Sıfatlar, adıllar ve eylemler için farklı sonekler veya (sonda) çekim ekleri vardır. 45 Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/tex/grammar.html#num ] Erişim tarihi: 19 Kasım 2004 46 Brandenstein;.a.g.e.,s.8. 47 Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/tex/grammar.htm ] Erişim tarihi: 19 Kasım 2004
25
Hcamur uhcrat evenc Cneve tarchu rumaç :Cneve Tarchu Romalı Cneve tarchu rum-aç :Cneve Tarchu Roma-lı ihtus suthi :mezar an-ihtus suthi-na :mezar yeri (mezar ile ilgili yer)
4.2.1. ÇOĞUL EKİ : Türkçedeki –lar / -ler çoğul ekinin Etrüskçedeki karşılığı olarak “-r, -ar, -ur”
ekleri kullanılır. Sonekler, tekillerde olduğu gibi çoğul eklerinden sonra gelir. Durum ekleri konsa bile Türkçede olduğu gibi çoğul ekinden sonra konur.
Nalc clan :oğul it-Nalc clan-ti :oğul-da Ra-nalc clan-ar :oğul-lar
it-Ra-nalc clan-ar -ti :oğul-lar-da
4.2.2. GEÇMİŞ ZAMAN EKİ : Geçmiş zaman ekleri; “ce, e, i, u, ne”dir. rut tur :sunmak Ec-rut tur-ce :sun-du (ver-di) net ten :davranmak
u-net ten-u :davran-dı
4.3. SIFATLAR : 4.3.1. NİTELEME SIFATLARI : Niteleme sıfatlarının sonunda “iu” eki bulunur. sia ais :tanrı ui-sia ais-iu :tanrı-sal, tanrı-dan
26
htnih hinth :cehennem, şeytan ui-htnih hinth-iu :cehennem-i, şeytan-dan
4.3.2. BELİRTME SIFATLARI : Belirtme sıfatlarının sonunda ilişki ve aitlik bildiren “na” eki bulunur. sia ais :tanrı an-sia ais-na, eis-na :tanrıya ait olma ihtus suthi :mezar an-ihtus suthi-na :mezara ait yer veya mezarın
Aile isimlerinde “na” mensubiyeti verir. Ama güney Etrüsk şehirlerinde aile
isimleri (soyadına eşdeğer) “s” harfi ile biter. Güney Etrüsk şehirleri, Latinlerin yoğun olarak yaşadığı yerlere komşu olduğu için, aile isimlerinin “s” ile bitmesine Latincenin etkisi düşünülebilir.
S-anneiipiv elua aule vipiienna-s :prens vipiienna-nın.
4.3.3. TOPLULUK İSMİ : Topluluk bildiren sıfatların sonunda “cva” eki bulunur. htam math :içki Avc-htam math-cva :içkinin hepsi (tatlandırılmış) ners sren süsleme (resimde) Avc-ners sren-cva :süslemenin hepsi (resimde) relf fler :heykel cik avc-relf fler-cva :heykelcikler grubu
4.4. EYLEMLER Etrüskçe yazıtlarda bulunan metinlerdeki eylemlerde geçmiş zaman üstünlüğü
vardır. Cümlelerde dikkati çeken en önemli şey eylemlerin ağırlıklı olarak ya geçmiş zaman ya da emir olmasıdır. Bu, o dönemlerde halk içinde yazının yaygın olmadığını
27
ve yazıyı sadece tanrıların, üst tabakadaki yöneticilerin ya da din adamlarının kullandığını ortaya koyar.
Üst tabakadaki insanlar, kimi zaman kendileri ile birlikte yakın çevrelerindeki
kişilerin başından geçen olayları anlatırlar kimi zaman emirler verirler kimi zaman da kurallar koyarlardı. Böylece, başlarından geçen olayları anlatan metinler geçmiş zaman, emir ve kurallar içeren metinler ise emir kipinde ortaya çıkmıştır.
En iyi bilinen yapı üçüncü tekil kişinin geçmiş zaman halidir. Geçmiş zaman
ekleri “ce, e, i, u, ne” olmasına rağmen çoğunlukla “ce” tercih edilir. rut tur :vermek ec-rut tur-ce :ver-di lavs sval :yaşamak ec-lavs sval-ce :yaşa-dı upul lupu :ölmek ec-upul lupu-ce :öl-dü
Zagreb mumyasında bulunan yazılar emir cümlelere iyi bir örnektir. ralcav vaclar :Tanrı için yere dökülen içkiden yapınız
Diğer emir biçimi -ti ile biten ikinci tekil şahıs için kullanılır. Arut itcar racti tura :Tütsü hazırla. Sözcüğün görüldüğü ilk anda, belki çoğul eki olarak kullanılan “ar” ile emir
için kullanılan “ar” ve “-de” anlamında kullanılan “ti” ile buradaki gibi emir anlamında kullanılan “ti” nin karışabileceği düşünülebilir ya da en azından nasıl ayırt edilebileceği sorulabilir. Ancak, benzer şekilde Türkçede de birçok örnek vardır. Dal ve yüz sözcükleri ele alınırsa;
Dal sözcüğünün :Ağacın yaprak ve meyve veren parçası, bilimde bazı
bölümleri ayırt etmek için kullanılan sözcük, insan sırtı vb. Yüz sözcüğünün :insan suratı, sayı, yüzmek vb. gibi anlamlara geldikleri görülür. Kimse bunların yerlerini karıştırmaz.
Tümce içinde kullanılırken hangi anlamının kullanıldığı kendiliğinden anlaşılır. Etrüskçe çoğul eki “ar” ile emir anlamında kullanılan “ar” ve “-de” anlamında kullanılan “ti” ile emir anlamında kullanılan “ti” ya da bunun gibi benzerlik gösteren takı ya da sözcükler karışmaz.
28
4.5. ADILLAR 4.5.1. KİŞİ ADILLARI im mi :ben inim mini :beni, bana na an :o (canlılar için) ni in :o (cansızlar için) Etrüsk ve Türk dillerinin biçim ve söz dizim benzerliklerinin yanında
adıllarda da benzerlikler vardır. Türkçenin farklı şivelerinde “men, meni” adılına eşdeğer olarak kullanılan “mi, mini” ile Türkçe “ol, o” adılına eşdeğer “in, an” adılı Etrüskçe ve Türkçe arasındaki yakınlığı gösterir.
Latince Etrüskçe Türkçe Me mi men, ben
Mini meni, beni İlle, illa, illud in, an ol, o Ayrıca, Etrüsklerin komşusu olan Latinlerin birinci ve üçüncü kişi
adıllarındaki benzerlik ile Etrüskçe “ata” ve Türkçe “ata, dede” kelimesinin Sümerce “ad, adda”48 Urartuca “ate”49 Latince “atta”50 şeklinde geçmesi de ayrı bir incelemeyi gerektirir.
4.5.2. GÖSTERME ADILLARI yalın durumu bu :ita, eta, ta, ipa, ika, eca, ca (nominatif) ati, ate, at, api, aki, ace, ac yükleme durumu bunu :ita, etan, inpa, can, ikan, cn, cen (accusatif) ati, nate, apni, nac, naki, nc, nec Kalma durumu bunda :calti, celti, eclti (locatif) itlac, itlec, itlce
burada :tui iut
Etrüsklerin, kurduğu devlet 12 kent devletçiğinin birleşmesinden oluştuğu için, Etrüskçe gösterme adılları da, diğer dillerde olduğu gibi şivelere göre yakın değişiklikler gösterebiliyor.
48 Osman Nedim Tuna; “Sümer ve Türk Dillerinin Târihî İlgisi ile Türk Dili’nin Yaşı Meselesi”, Ankara, 1990, s.4 49 G.A.Melikishvili, Die Urartäische Sprache. A.Kammenhuber, M.Salvini. Studia Pohl 7 Rome:1971 50 Vecihe Hatiboğlu; “Türkçedeki Eklerin Kökeni”, Türk Dili, Ocak 1974, c.XXIX.s.268
29
5. ETRÜSKLERİN BIRAKTIĞI YAZIT VE BELGELER
Etrüskçe belgeler genellikle mezarlardaki yazılardan elde edilmiştir.
Etrüsklerin bıraktığı çok sayıda yazıt bulunmaktadır. On iki binden fazla olan bu yazıtların bir kısmı okunmuştur. Ancak, büyük çoğunluğu kısa ve sadece kişi isimleri, aile isimleri ya da yapılan bağışlara adamalarla ilgilidir. Bu yüzden yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Bulunabilen tek Etrüsk el yazması ve en uzun kaynak, on dokuzuncu yüzyılın
ortasında İskenderiye’de bir Hırvat tarafından bulunan bir Mısır kadın mumyasının üzerindeki sargılardır. Bu sargılarda 1500’den fazla kelime bulunmaktadır. Zagreb Müzesi’ne götürülen bu yazılar geç dönem alfabesi ile yazılmış ve Helenistik dönem öncesine tarihlenmektedir. Yazıtların hem çok kısa hem de kelimelerin büyük oranda tekrar ve dini kelimelerden oluşmasından dolayı az sayıda kelime bulunmaktadır.
Trombetti, mumyanın Chiusi veya Pérouse’lu bir aileden olan bir kadına ait
olduğunu; mumyada bulunan metinin de dini törenlerle ilgili bir takvim olduğunu, böylece buyrukların formülleştirildiğini ve mezar tören yasalarını (lettisternio) oluşturan vecizelerin meydana geldiğini iddia eder.51
Zagreb mumyasından sonra ikinci sırada gelen metnin önemi, Etrüsk yerleşim
yeri Santa Maria Capua Vetere’de bulunmasından ileri gelmektedir. 300’den fazla kelime okunabilen bu metin, günümüzde, Doğu Berlin müzesinde korunmaktadır. Bu metinde de dini konulardan bahsedilmektedir; terimler mezarla ilgilidir.
Bir diğer önemli metin, Caere (Cerveteri) liman bölgelerinden biri olan
Pyrgi’de bir tapınakta bulunan altın tabletlerdir. Bu tabletlerden ikisi Etrüskçe yazılmış, üçüncüsü ise iki dilde yazılmıştır, ancak biri diğerinin çevirisi gibidir, tapınağın adaması ile ilgili benzer sözcükler yazılmıştır. (Yazıt IX)
Diğer metinlerin tamamına yakını yer altı mezarlarında, sütunlarda, lahitlerde
(taş sanduka) veya karnı geniş kavanoz şişelerde yazılıdır. Mezarlardaki kitabelerin büyük çoğunluğu da mezar taşı yazısı şeklindedir.
Limni adasının, Poliokhni bölgesinin kuzeyindeki Kaminia köyünde, bir
kilise duvarında 1885 yılında bulunan ve M.Ö VI. yüzyıla tarihlendirilen mızrak taşıyan savaşçı mezar taşındaki kabartma resim üzerine, Yunan alfabesi ile yazılmış ama Yunanca olmayan yazının, bir Etrüsk şivesi ile yazıldığı anlaşılmıştır.
İtalyanların Limni adasında yaptığı kazıda da, M.Ö IX-VI. yüzyıllara
tarihlendirilen bir Etrüsk şehri ve mezarlığı ortaya çıkarılmıştır.52 Bu olay, adanın Yunan egemenliğinde bile orada yaşayanların kendi dillerini unutmadıklarını
*Etrüsk’çe sağdan sola doğru yazılmasına rağmen Latince yazılışı ile karşılaştırılabilsin diye,
cümleler hem sağdan sola, hem de soldan sağa doğru yazılmıştır. 51 Nogara; a.g.e.,s.219. 52 H.Th. Bossert, Etrüsk Meselesi, İstanbul, 1944, s.278.
30
gösterir. Aynı zamanda da, Etrüsklerin İtalya’ya gelmeden önce Ege adalarında uzun süre varlık gösterdiklerini ortaya koyar.
Aynı alfabeyi kullanmakla aynı milletten olunamayacağına en iyi örnek, iç
Anadolu’da Karaman, Kırşehir, Kayseri, Nevşehir civarında yaşayıp Ortodoks Hıristiyanlığı seçen bazı Türklerin Yunan olmadıkları halde dini sebeplerden dolayı kullandıkları, adına da Karamanlıca denen ve XVI. yüzyıldan XX. yüzyıl başına kadar yaşayan alfabedir. Yunan harfleri Türkçe sesleri karşılayamadığı için alfabede kimi değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca, yazıldığı bölgenin kullandığı şive özelliğine göre değişiklikler gösteren alfabe ile çok sayıda yazıt vardır.53
Etrüsklerden günümüze kadar gelebilen yazıt ve belgelerden bazılarının
incelemesi aşağıda verilmiştir. Zagreb mumyasındaki kimi tümcelerin yeterince açık bir şekilde okunamamasından dolayı o incelemeye alınmadı.
Kehanette bulunmak, Etrüsklerde sanat halini alıp kurumsallaştığı için, bronz
ciğer yapmışlar ve onu kısımlara ayırmışlardı. Kehanet süresince konuşulduğu bilinen tümcelerin seçilmesindeki amaçlardan birisi de, Etrüsk dini kurallarının çok sıkı olduğunu göstermektir. Bu metindeki tümceler tek başına belki bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak, bu tür törenlerin şiirsel bir anlatım ve devrik cümlelerle ifade edildiği düşünülürse, tümcelerin anlamları bir bütün olarak daha iyi anlaşılabilir.
Kehanet süresince Etrüsk dilinde konuşulduğu bilinen 15 tümcenin İngilizce
çeviri yazısı için (transcripte) genel ağ’dan yararlanılmıştır54 : HTas aNsie raluT TULAR EiSNA SATH 1-"TULAR EISNA SATH!"
Sınırları tanrıya çiz INcas aT Ta SACNi 2-"TA SACNI!"
Bu tapınağın Lcav NcireN isie ca AC eisi NERiCN VACL 3-"AC EISI NERICN VACL!"
Sun tanrıya suyu, bir kısmı tanrı için yere dökülen içki (gibi) VeT raNers iuHT ulpa APLU THUi SRENAR TEV 4-"APLU! THUI SRENAR TEV!
Aplu! Burada işaretler göster 53 Gürsel Korat, Yunan Harfleriyle Türkçe, Aylık Coğrafya ve Keşif Dergisi Atlas, Sayı 125, s.65-67. 54 Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/ph/harusExp.html ] Erişim Tarihi 19 Kasım 2004
31
RuT Mutar avHcrelF FLERCHVA RATUM TUR 5-"FLERCHVA RATUM TUR!"
Törenin hepsini usulüne uygun ver (yerine getir –hediye et-) ECURUT SULPA UNPLA SIVSTEN NAKI iKAN NETSViS ALPNU APLUS TURUCE 6-"IKAN NETSVIS ALPNU APLUS TURUCE." Budur kahinin gönüllüce Aplu’ya sunusu ITHCAR SREV VERS RACHTi 7-"VERS RACHTI!"
Ateş hazırla IHTRHTAH SMRUT TURMS HATHRTHi 8-"TURMS HATHRTHI!"
Turms cömert ol NTRANERS CVET RUM IUHT THUi MUR TEVC SRENARTN 9-"THUI MUR TEVC SRENARTN!"
Burada dur göster resimleri Tini(ye) HTUS ZNUHT SMRUT TURMS THUNZ SUTH 10-"TURMS THUNZ: SUTH!"
Turms önce -birinci kez-: bekle (der) HCIZ ZLSE SMRUT TURMS ESLZ ZiCH 11-"TURMS ESLZ: ZICH!"
Turms ikinci kez : yaz (der) SET INIM CIZ SMRUT TURMS CiZ MiNi TES 12-"TURMS CIZ: MINI TES!"
Turms üçüncü kez : bana yardım et (der) ECCAS SIVSTEN NETSViS SACCE 13-“NETSVIS SACCE!"
Kahin kutsal görevi tamamladı MUTAR UTU IREZ ZERi UTU RATUM
32
14-"ZERI UTU RATUM!" Ayini yaptı usulüne uygun
ECITU IUHT RIACUL API RASIE EiSAR iPA LUCAiR THUi UTiCE 15-"EISAR IPA LUCAIR THUI UTICE!"
Tanrılar orada saltanat sürdü (ama istediklerimizi) burada verdi
Yukarıda verilen cümlelerin incelemesi: TULAR EiSNA SATH 1-"TULAR EISNA SATH!"
Sınırları tanrıya çiz Tul ar eis Na saTH
TUL AR EIS NA SATH Sınır ları tanrı ya çiz ad çoğul ad yönelme eylem eki durumu Ta SACNi 2-"TA SACNI!"
Bu tapınağın Ta sac Ni
TA SAC N I Bu tapınak ın gösterme ad iyelik adılı eki AC eisi NERiCN VACL 3-"AC EISI NERICN VACL!"
Sun tanrıya suyu, bir kısmı tanrı için yere dökülen içki (gibi) AC EiS i NERiCN VACL
AC EIS I NERICN VACL Sun tanrı ya suyu bir kısmı tanrı için yere dökülen içki eylem ad yönelme ad ad durumu
Bu tümce devrik yapıldığı için eylem sonda değil baştadır APLU THUi SRENAR TEV 4-"APLU! THUI SRENAR TEV!
Aplu! Burada işaretler göster APLU THUi SREN AR TEV
APLU THUI SREN AR TEV Aplu! burada işaret ler göster ad gösterme ad çoğul eylem
adılı eki
33
FLERCHVA RATUM TUR 5-"FLERCHVA RATUM TUR!"
Törenin hepsini usulüne uygun ver (yerine getir –hediye et-) FLER CHVA RATUM TUR
FLER CHVA RATUM TUR Törenin hepsini usulüne uygun ver (yerine getir) ad ad zarf eylem iKAN NETSViS ALPNU APLUS TURUCE 6-"IKAN NETSVIS ALPNU APLUS TURUCE." Budur kahinin memnuniyetle Aplu’ya sunusu iKAN NETSViS ALPNU APLU S TURU CE
IKAN NETSVIS ALPNU APLU S TURU CE Budur kahin(in) gönüllüce Aplu ya sunu su gösterme ad zarf ad yönelme ad iyelik adılı hali eki VERS RACHTi 7-"VERS RACHTI!"
Ateş hazırla VERS RACHTI
VERS RACHTI Ateş hazırla ad eylem TURMS HATHRTHi 8-"TURMS HATHRTHI!"
Turms cömert ol TURMS HATHRTHI
TURMS HATHRTHI Turms cömert ol ad eylem THUi MUR TEVC SRENARTN 9-"THUI MUR TEVC SRENARTN!"
Burada dur göster işaretleri Tini(ye)* THUI MUR TEV C SREN AR TN
THUI MUR TEV C SREN AR TN Burada dur göster işaret (şekil) leri Tini(ye) gösterme eylem eylem bağlaç ad çoğul ad adılı eki
_______________________ *TINI(S) :Olimpos dağının kralıdır, mutlak güce sahiptir. Roma’daki tanrılar tapınağının
(Pantéon’unun) büyük bir tanrısıdır, en yüce tanrı olarak kabul edilir, hem yıldırımın efendisi hem de tanrılar kralıdır.
34
TURMS THUNZ SUTH 10-"TURMS THUNZ: SUTH!"
Turms önce -birinci kez-: bekle (der) TURMS THU N Z SUTH
TURMS THU N Z SUTH Turms bir (önce) -inci kez bekle-yerleş- ad sayı sıfatı eylem Burada “N” harfi, thu “bir” ve z “–inci kez” arasında yardımcı sestir TURMS ESLZ ZiCH 11-"TURMS ESLZ: ZICH!"
Turms ikinci kez : yaz (der) TURMS ESL Z ZICH TURMS ESL Z ZICH
Turms iki -nci kez yaz (der) ad sayı sıfatı eylem TURMS CiZ MiNi TES 12-"TURMS CIZ: MINI TES!"
Turms üçüncü kez : bana yardım et (der) TURMS CI Z MINI TES
TURMS CI Z MINI TES Turms üç -üncü kez bana yardım et ad sayı sıfatı kişi eylem adılı NETSViS SACCE 13-NETSVIS SACCE!"
Kahin kutsal görevi (tamamladı) NETSVIS SAC CE
NETSVIS SAC CE Kahin kutsal görevi (tamamladı) ad ad geçmiş zaman eki ZERi UTU RATUM 14-"ZERI UTU RATUM!"
Ayini yaptı usulüne uygun ZERI UT U RATUM
ZERI UT U RATUM Ayini yap tı usulüne uygun ad eylem geçmiş zarf zaman eki EiSAR iPA LUCAiR THUi UTiCE 15-"EISAR IPA LUCAIR THUI UTICE!"
35
Tanrılar orada saltanat sürdü (ama istediklerimizi) burada verdi EIS AR IPA LUCAIR THUI UT I CE EIS AR IPA LUCAIR THUI UT I CE Tanrı lar orada saltanat sürdü burada ver di idi ad çoğul gösterme eylem gösterme eylem geçmiş hikaye bileşik eki adılı adılı zaman eki zaman eki Yukarıda incelemesi verilen tümceler, biçimbilim ve söz dizim açısından Türkçeye çok benzemektedir. Kehanet süresince Etrüsk dilinde konuşulduğu bilinen bu 15 cümlenin durum eklerini tablo halinde de gösterebiliriz. (Çizelge IX) Yazıt NC : (Yazıt I) :L ANIAC : SILFAN RA AR NAFLIS : CAINA L: AR NAFLIS : CAINA L: Sunak(lı) gemi kutsanmış orada
Not: Aynı sahneleri içeren NC ve AR yazıtlarını çevirirken, hem çoğul, hem emir olarak kullanılan “AR” sözcüğünün bu iki yazıtta sunak anlamında kullanılmış olduğunu gördük.
Yukarıda verilen cümlenin incelemesi:
AR NAFLIS CAINA L: AR NAFLIS : CAINA L:
Sunak(lı) gemi kutsanmış orada AR NAFLI S CAINA L: AR NAFLI S CAINA L: Sunak(lı) gemi kutsanmış orada Sıfat ad türemiş ad gösterme adılı
Yazıt AR : (Yazıt II) LAIR IEMA : INMUR RA AR RUMNI : AMEI RIAL AR RUMNI : AMEI RIAL Sunak rumni : sunu’da krala ait (kralın himayesinde)
Yukarıda verilen cümlenin incelemesi:
AR RUMNI : AMEI RIAL AR RUMNI : AMEI RIAL
Sunak rumni sunu’da krala ait (kralın himayesinde) AR RUMNI AME I RIAL
36
AR RUMNI AME I* RIAL Sunak rumni sunu da krala ait (kralın himayesinde) ad ad ad kalma belirtisiz
durumu ad tamlaması
Etrüsk aynalarında da yazıtlar bulunmakta ve aynadaki resimlerle ilgili bilgiler verilmekte idi. Etrüsk aynalarının sap ve arka kısımlarına resimler kazınırdı. Etrüsk ayna geleneğinde resimler, bütünlük oluştururdu. (Yazıt III, Resim IV)
Camın henüz kullanılmaya başlanmadığı eski çağda aynalar genellikle
metalden yapılırdı. Etrürya bölgesi ile Roma’nın güneydoğusunda bulunan Préneste şehrinde (günümüzdeki Palestrina), zengin bir tarzda şekillendirilip üretilen metal aynalardan dünyada hala birkaç bin tane olduğuna inanılır. Bu aynalardan birçoğu hala piyasaya çıkarılmamış, birçoğu da özel bir tarz olarak kabul edilmemiştir.55 Tanrıça Unı’yi Herkül’ü emzirirken gösteren ayna yazıt : (Yazıt III) NERS : ACE ECA : SREN ECA : SREN Bu : resim CAN KI : AFT TFA: IK NAC TFA : IK NAC TFA :bu doğum yeri ELCREH HERCLE HERCLE Herkül (ün) LC LA INU UNIAL : CL UNI AL: CeL Uni’nin : çağırdığı ECS ARON a A NORA : SCE A NORA: SCE O genç evli kadın(ı): tanırsın
Yukarıda verilen cümlelerin incelemesi:
*-de hali; bazen, “ai, ei, i” şeklinde olabildiği gibi bazen de “-de, -da” anlamındaki thi
eklenerek yapılır. Ancak kelimenin sonundaki “i”nin kelimenin aslından mı yoksa –de halinin eki mi olduğunu ayırt etmek bazen zordur. 55 Erişim [ http://www.sflt.ucl.ac.be/miroir/ ] Erişim Tarihi: 03 Ağustos 2004
37
ECA : SREN ECA : SREN
Bu : resim ECA SREN ECA SREN Bu resim gösterme ad sıfatı
TFA: IK NAC TFA : IK NAC
TFA :bu doğum yeri TFA IK NAC TFA IK NAC TFA bu doğum yeri (Bilinmiyor) gösterme belirtisiz ad
adılı tamlaması HERCLE HERCLE
Herkül (ün) HERCLE HERCLE Herkül (ün) ad
UNIAL : CL UNI AL: CeL
Uni’nin : çağırdığı UNI AL : CL UNI AL CeL Uni nin çağırdığı ad tamlayan eylemsi (sıfat fiil)
durumu
“CL” sözcüğü, eskiden çok başvurulan bir yöntem olan dilde en az çaba kuralı gereği, kısaltma yapmak amacıyla böyle yazılmış olmalıdır, inceleme sırasında, kendi haline hiçbir anlam ifade etmediğini, ancak sesli harf eklendiği zaman anlam kazandığını gördüğümüz için en uygun olduğunu düşündüğümüz “e” sesli harfini eklemeyi uygun bulduk. Bu yöntem zaman zaman Etrüsk uzmanlarının başvurduğu bir yöntemdir. Polat Kaya, benzer bir uygulamayı, bu çalışmamıza aldığımız “mızrak taşıyan savaşçı” yazıtında uygulamıştır. A NORA : SCE A NORA: SCE
O genç evli kadın(ı): tanırsın A NORA SCE
38
A NORA SCE O genç evli kadın(ı) tanırsın gösterme sıfat tamlaması eylem adılı “An” kelimesi erkek ve kadın için “o” anlamında kullanılır. Ancak burada
karşımıza“A” olarak çıkması, “n” harfinin tekrar edilmemesi için olmalıdır. Yazıt HT : (Yazıt IV) LA SVTEFA SVIT ENMREH ITSAF FASTI HERMNE TIVS AFETVS AL FASTI HERMNE TIVS AFETVS AL Meşru günler(den) Turms ay’ı ömür boyu hediye
Yukarıda verilen cümlenin incelemesi: FasTI HerMNe Tivs aFeTvs al FASTI HERMNE TIVS AFETVS AL
Meşru günler(den) Turms ay’ı ömür boyu hediye FasTIı HerMNe TiV s aFeTvs al FASTI HERMNE TIV S AFETVS AL Yasal günler(den) Turms ay ı ömür boyu hediye ad tamlaması ad ad tamlayan belirtisiz ad
durumu ad tamlaması Tanrıların elçisi, ticaretin ve pazarlamacıların, tüccarların patronlarının
(işverenlerinin) ve hırsızların, kısacası, ekonominin tanrısı kabul edilen Turms’a yılın bir ayının adanması ve Turms ay’ı denmesinin temel mantığı, panayır ya da buna benzer büyük ve toplu ekonomik etkinliklerin bu ayda yapıldığını düşündürür. Ömür boyu hediye denmesi ise, bu ay’ın isminin kalıcılığını gösterir.
Yazıtları Türkçeleştirip incelemesini yaparken genellikle Etrüskçe sözlüğe
bakıldı. Ancak, kimi zaman yazıtların İngilizce çeviri yazılarından da (transcripte) yararlanıldı.
Yazıt BS : (Yazıt V) AINOR PA VRIL FAR AKRVR LEF FEL RVRKA RAF LIRV AP RONIA FEL RVRKA RAF LIRV AP RONIA. (Yüce) Fel Rvrka(yı) sevindiriyorsun lyre (ile) yanında Ronia
Yukarıda verilen cümlenin incelemesi: FEL RVRKA RAF LIRV AP RONIA FEL RVRKA RAF LIRV AP RONIA.
39
Fel Rvrka(yı) sevindiriyorsun lyre* (çalarak) yanında Ronia (ile) FEL RVRKA RAF LIRV AP RONIA FEL RURKA RAF LIRU AP RONIA. Fel Rvrka (yı) sevindiriyorsun lyre (ile) yanında Ronia ad ad eylem ad ad ad
Etrüskçe yazıt ve belgeler kısmındaki resimli yazıtta görülebileceği gibi, bu
yazıtta sevinçli bir anın ölümsüzleştirilmesi anlatılmıştır. Yazıt HA, Kahin : (Yazıt VII) SUTIF ERUTEF IRUL : NE EN : LURI FETURE FITUS EN: LURI FETURE FITUS İşte parlak nesil inançlı
Yukarıda verilen cümlenin incelemesi: EN : LURI FETURE FITUS EN: LURI** FETURE FITUS
İşte parlak nesil imanlı (sadakatli) EN : LURI FETURE FITUS EN: LURI FETURE FITUS İşte parlak nesil inançlı >>> parlak nesil gösterme sıfat ad sıfat sıfat tamlaması
adılı
Etrüsklerin Ege denizinde de varlık gösterdiklerine kanıt oluşturabilecek örneklerden birisi de, Limni adasında bulunan, Poliokhni bölgesinin kuzeyindeki Kaminia köyünde, 1885 yılında bir kilise duvarında bulunan ve M.Ö VI. yüzyıla tarihlendirilen bir mezar taşındaki “mızrak taşıyan savaşçı” kabartma resmidir.
Kaminia köyünde bulunan bu yazıt (Yazıt VIII) aşağıda incelenmiştir. Bu
inceleme yapılırken Polat Kaya’nın yapmış olduğu çeviri yazıdan (transcripte) yararlanılmıştır. Eskiden sesli harf kullanımı yaygın olmadığından, metinlerin Türkçe anlamlarını bulmak amacıyla, Etrüskçe yazımlarının altında bulunan Latince karşılıklarından ayrı olarak, sesli harfler eklenerek cümlelerin Latince yazımları yeniden verilmiştir.
Limni adasında bulunan ve M.Ö VI. yüzyıla ait olduğu düşünülen, “mızrak
taşıyan savaşçı” mezar taşındaki kitabe56 :
Metin 1 :
*Bir çeşit müzik aleti **Buradaki Luri kelimesi, yıldızların parlaklığı için kullanıldığından, göz kamaştırıcılığını
ifade eden yıldız gibi terimi de yüklenebilir. (İşte yıldız gibi göz kamaştırıcı parlak nesil, imanlı) 56 Erişim [ http://www.compmore.net/~tntr/lemstelea.html ] Erişim Tarihi: 18 Şubat 2005
40
PSANSR TMSAN TREI : PAS N .APA .MAQ TSIRAKAT : REKA TTPAN : I : ESAPTH HTPASE : I : NAPTT AKER : TAKARIST QAM. APA. N SAP : IERT NASMT RSNASP HTPASE : I : NAPTT AKER : TAKARIST QAM. APA. NÇSAP : IERT NASMT RSNASP HaTaPASE : I : aNAaPaTaTa AKER : TAKARISTe QAM. APA. aNÇaSAP : IERaTa aNASaMaTa eRSeNASaP Merhum : ey : ana babası dede dürüst insan : Takariste (yer adı olmalı) Kam(ı). Baba. Burada yatıp : ey er ata anamın atası er sen ölüp Metin 2 : SAQSI TSAN TREI TT NSQEI : SQA : .I : .SK PAS N : MAPA .I : MAQ : SIAS N N SAIS : QAM : I. APAM : N SAP KS. I : AQS : IEQSN TT IERT NAST ISQAS NÇSAIS : QAM : I. APAM : NÇSAP ÇKS. I : AQS : IEQSNÇTT IERT NAST ISQAS aNÇaSAIS : QAM : I. APAM : aNÇaSAP iÇeKeSi . I : AQaS : IEQiSeNÇTaTa IERaTa aNASaTa ISaQAS Burada(ki) tanrı : Kam : ey babam : burada yatıp yerin efendisi (olgun kişisi). Ey : ağa (bey) : ey ikiz(lerin) dede(si) ey er ata anam atası ey saka ekesenç [=ikiz?] Metin 3, satır 1 : ANT REQTT : TT NSQE : TSAI TREI : EPAS NA SKTP : SIQSAPTH HTPASQIS : PTKS AN SAPE : IERT IAS : EQSN TT : TTQER TNA HTPASQIS : PTKS ANÇSAPE : IERT IAST : EQSNÇTT : TTQER TNA HaTaPASaQIS : aPaTaKaS ANÇaSAPE : IERaTa IASaTa :EQiSeNÇTaTa: TaTaQER aTaNA Merhum kişi : baba atası burada yatıp : ey er ata ey akıllı ata : ikiz(lerin) dede(si) : atak er ata ana Metin 3, satır 2 : EKTP : ? ST : SARA : TSITPE : SAQASI : TSPARAH : MTR RTM : HARAPST : ISAQAS : EPTIST : ARAS : TS ? : PTKE : RTM : HARAPST : ISAQAS : EPTIST :ARAS : TS 50? : PTKE : eRaTaM : HARAPaSaTa : ISAQAS : EPeTeISTe : ARAS : TaS 50? : aPaTaKE : Er atam : kahin ata : ey saka : Hephaistia (Limni adasında bir kasaba) : aile ocağında: yaş 50? : baba ata bu (ara = aile ocağı) Metin 3, satır 3 : SAMTA : ISQA : MK MAPA : ISK PAS N : ISQA : SAQSI ISQAS : AQSI : N SAP KSI : APAM KM : AQSI : ATMAS ISQAS : AQSI : NÇSAP ÇKSI : APAM KM : AQSI : ATMAS ISaQAS : AQaSI : aNÇaSAP iÇeKeSI : APAM KaM : AQaSI : ATaMAS Ey saka : ağası : burada yatıp yerin efendisi (olgun kişisi) : babam Kam : ağası atama
41
Mezar taşına yazılmış olan “mızrak taşıyan savaşçı” kitabesinin aslı Yunan harfleriyle yazılmıştır. Ancak, bu kitabe Etrüsklere ait olduğu için Latin harflerine denk gelecek şekilde Etrüsk harfleriyle yazımı da verildi. Yukarıda verilen cümlelerin incelemesi: Metin 1 : HTPASE : I : NAPTT AKER : TAKARIST QAM. APA. N SAP : IERT NASMT RSNASP HaTaPASE : I : aNAaPaTaTa AKER : TAKARISTe QAM . APA .aNÇaSAP : IERaTa aNASaMaTa eRSeNASaP Merhum : ey : ana babası dede dürüst insan : Takariste (yer adı olmalı) Kam(ı). Baba. Burada yatıp : ey er ata anamın atası er sen ölüp HATAPASE 1. HATAPASE Merhum HATAPASE
HATAPASE Merhum Sıfat
I 2. I İ (=iy) I
I : i (=iy) Ey Ünlem
aNAAPATATA 3. ANAAPATATA Ana baba(sı) dede aNA APA TATA
ANA APA TATA Ana baba dede
ad ad ad AKER 4. AKER
Dürüst insan AK ER
AK ER Dürüst insan Sıfat tamlaması
TAKARISTE 5. TAKARISTE
42
Takariste TAKARISTE
TAKARISTE Takariste (yer adı olmalı) Bulunma eki
QAM 6. QAM Kam(ı) QAM
KAM Kam(ı) ad
APA 7. APA Baba (Ata)
APA APA Baba ad
AN ASAP 8. ANÇASAP Burada yatıp AN A S AP ANÇA S AP
Burada yatıp adıl iyelik zarf eylem eki
IERATA 9. IERATA Ey er ata I ER ATA
I ER ATA Ey er ata Ünlem ad ad
ANASAMATA 10. ANASAM ATA Ana(mın)ata (sı)
ANA S AM ATA ANA S AM ATA Ana mın ata (sı) ad iyelik kişi ad
eki adılı am : olmak
43
ERSENASAP 11. ERSENASAP Er sen ölüp
ER SEN ASAP ER SEN ASAP Er sen ölüp ad kişi zarf eylem
adılı
Yazıtın birinci metninde, yazıtı yazan (ya da yazdıran) kişinin anne tarafından dedesi için yaktığı ağıt verilmiştir. Yuğ da denen ağıtlarda kişi hakkındaki bilinmesi ya da övülmesi gereken bütün bilgiler verilir. Verilen bilgilerden ölen kişinin, dürüst bir insan olduğu ve Takariste denen yerin Kam’ı olduğu anlaşılıyor. Metin 2 : N SAIS : QAM : I. APAM : N SAP KS. I : AQS : IEQSN TT IERT NAST ISQAS aNÇaSAIS : QAM : I. APAM : aNÇaSAP iÇeKeSi . I : AQaS : IEQiSeNÇTaTa IERaTa aNASaTa ISaQAS Buradaki tanrı : Kam(ı) : ey babam : burada yatıp yerin efendisi (olgun kişisi). Ey : ağa (bey) : ey ikiz(lerin) dede(si) ey er ata ana(m) ata(sı) ey saka ekesenç [=ikiz?] AN ASAIS 12. ANÇASAIS
Burada ki tanrı AN A S AIS ANÇA S AIS Burada ki tanrı >>> buradaki tanrı Yer zarfı iyelik ad sıfat tamlaması
eki QAM 13. QAM Kam(ı) QAM
KAM Kam ad
I 14. I İ (=iy) I
I : i (=iy) Ey Ünlem
44
APAM 15. APAM Baba m
APA M APA M
Baba m ad iyelik
adılı AN ASAP 16a. ANÇASAP Burada yatıp
AN A S AP ANÇA S AP
Burada yatıp Yer zarfı iyelik zarf eylem eki
I EKESI 16b. İÇEKESİ
Yer(in) efendisi (olgun kişisi) I EKESI İÇ EKESİ
Yer(in) efendisi (olgun kişisi) >>> yerin efendisi Tamlayan tamlanan belirtili ad eki eki tamlaması
I 17. I İ (=iy) I
I : i (=iy) Ey Ünlem
AQAS 18. AQAS
Ağa AQA S
AQA S Ağa Sıfat aidiyet
eki I 19. I İ (=iy) I
45
I : i (=iy) Ey Ünlem
EQISE TATA 20. EQİSENÇTATA
İkiz dede EQISE TATA EQİSENÇ TATA İkiz(lerin) dede(si) sayı sıfatı ad / sıfat
IERATA 21a. IERATA Ey er ata I ER ATA
I ER ATA Ey er ata Ünlem sıfat ad
ANASATA 21b. ANASATA
Ana(m) ata(sı) ANA S ATA
ANA S ATA Ana(m) ata(sı) ad iyelik ad
eki ISAQAS 22. ISAQAS
Ey saka I SAQA S I SAQA S Ey saka Ünlem ad iyelik
Eki Yazıtın ikinci metninde, ölen kişinin ikiz torunları bulunduğu, bölgenin sözü
dinlenir kişisi olduğu anlatılıyor. Onu ululamak amacıyla tanrının Kam’ı olduğu özellikle vurgulanıyor. Metin 3, satır 1 : HTPASQIS : PTKS AN SAPE : IERT IAS : EQSN TT : TTQER TNA HaTaPASaQIS : aPaTaKaS ANÇaSAPE : IERaTa IASaTa :EQiSeNÇTaTa: TaTaQER aTaNA
46
Merhum kişi: baba atası burada yatıp: ey er ata ey akıllı ata: ikiz(lerin) dede(si) : atak er ata ana HATAPASAQIS 23. HATAPASAQIS
Merhum kişi HATAPASA QIS HATAPASA QIS Merhum kişi Sıfat ad
APATAKAS 24a. APATAKAS
Baba APA TAKA S APA aTAKA S Baba atası iyelik ad ad eki
AN ASAP 24b. ANÇASAP Burada yatıp
AN A S AP ANÇA S AP
Burada yatıp adıl iyelik zarf eylem eki
IERATA 25a. IERATA Ey er ata I ER ATA
I ER ATA Ey er ata Ünlem sıfat ad
IASATA 25b. IASATA
Ey akıllı ata I AS ATA I AS ATA Ey akıllı ata >>> akıllı ata Ünlem sıfat ad sıfat tamlaması
EQISE TATA 26. EQİSENÇTATA
İkiz(lerin) dede(si) EQISE TATA EQİSENÇ TATA
47
İkiz(lerin) dede(si) sayı sıfatı ad / sıfat
TATAQER 27a. TATAQER
Atak er TATAQER TATAQ ER Atak er >>> atak er sıfat ad sıfat tamlaması
ATANA 27b. ATA NA
Ata ATA NA Ata na Ata ad ilişki
gösteren ek
Yazıtın üçüncü metninin birinci satırında, ölen kişi için yine övgüler yapılmakta ve onun hayatta iken yiğit, akıllı bir insan olduğu belirtilmektedir. Metin 3, satır 2 : RTM : HARAPST : ISAQAS : EPTIST : ARAS : TS ? : PTKE : eRaTaM : HARAPaSaTa : ISAQAS : EPeTeISTe : ARAS : TaS 50? : aPaTaKE : Er atam : kahin ata : ey saka : Hephaistia (Limni adasında bir kasaba) : aile ocağında (ara = aile ocağı) : yaş 50? : baba ata bu ERATAM 28. ERATAM
Er atam ER ATA M ER ATA M Er ata m sıfat ad iyelik
adılı HARAPASATA 29. HARAPASATA
Kahin ata HARAPAS ATA HARAPAS ATA Kahin ata >>> kahin ata sıfat ad sıfat tamlaması
48
ISAQAS 30. ISAQAS
Ey saka I SAQA S I SAQA S Ey saka ünlem ad iyelik
eki EPETEISTE 31. EPETEISTE
Hephaistia EPETEISTE EPETEISTE Hephaistia (Limni adasında bir kasaba) Yer ismi
ARAS 32. ARAS
Aile ocağında ARA S ARA S Aile ocağı nda belirtisiz bulunma
ad tamlaması hali TAS 33. TaS50
Yaş elli TAS TaS 50? Yaş elli ad sayı
sıfatı APATAKE 34. APATAKE
Baba ata bu APA TA KE APA aTA KE Baba ata bu sıfat ad gösterme
sıfatı
Yazıtın üçüncü metninin ikinci satırında, ölen kişinin kâhinliğinden, 50 yaşlarında öldüğünden söz ediliyor. Ancak; ikinci metin, üçüncü metin ikinci satır, üçüncü metin üçüncü satırda geçen saka sözcüğü, Türkçedeki “hey koca kurt hey, sen bu hallere düşecek adam mıydın?” gibi bir sitemi hatırlatıyor. Bu sitemin altında
49
yatan ise, ölen kişinin güçlü, yiğit, sözünün eri ve hala tuttuğunu koparabildiği elli yaşlarında beklenmedik bir zamanda ölmesinden dolayı, yazıtı yazan (ya da yazdıran) kişinin ne yapacağını bilemeden, şaşkın bir halde biraz hayret, biraz da sitem belirtisi olarak yukarıdaki sözleri ifade ettiği düşünülebilir. Metin 3, satır 3 : ISQAS : AQSI : N SAP KSI : APAM KM : AQSI : ATMAS ISaQAS : AQaSI : aNÇaSAP iÇeKeSI : APAM KaM : AQaSI : ATaMAS Ey saka : ağası : burada yatıp yerin efendisi (olgun kişisi) : atam Kam : ağası atama ISAQAS 35. ISAQAS
Ey saka I SAQA S I SAQA S Ey saka ünlem ad iyelik
eki AQASI 36. AQASI
Ağası AQA S
AQA SI Ağa sı sıfat yükleme
durumu
AN ASAP 37a. ANÇASAP Burada yatıp
AN A S AP ANÇA S AP
Burada yatıp adıl iyelik bitimli eylem eki Eylemler çekimli hallerde bile ek alabildikleri halde, “yatmak” eyleminin
burada ek alma olasılığı ortadan kalktığı için “yatıp” sözcüğü bitimli eylemdir. I EKESI 37b. İÇEKESİ
Yer(in) efendisi (olgun kişisi) I EKESI İÇ EKESİ
Yer(in) efendisi (olgun kişisi) >>> yerin efendisi
50
tamlayan tamlanan belirtili ad eki eki tamlaması
APAM 38a. APAM
Babam APA M APA M Baba m ad iyelik
adılı KAM KM 38b. KAM KM
Kam kimi KAM KM KAM KM Kam kimi (gibi) ad Din adamı anlamında kullanılan KAM kelimesinin, hem “QAM” şeklinde
hem de “KM” şeklinde yazıldığı konusunda bu kitabeyi okuyan Polat KAYA’dan ayrılıyoruz. “QAM” kelimesi din adamı anlamında kullanılan “KAM”ın karşılığıdır. Ancak, “KM” kelimesi P. KAYA’nın söylediği gibi “KAM” anlamında değil “kimi (gibi)” anlamında kullanılmış “babam kimi (gibi)” şeklinde okunmalıdır. Ancak her iki yorumu da vermeyi uygun gördük. AQASI 39. AQASI
Ağası AQA S
AQA SI Ağa sı sıfat yükleme durumu
ATAMAS 40. ATAMAS
Atama ATA M A S ATA M A S Ata m a ad iyelik yönelme iyelik
adılı durumu eki
Limni adasındaki Kaminia köyünde 1885 yılında bir kilise duvarında “mızrak taşıyan savaşçı” mezar taşı bulunmuştur. Yukarıda incelemesi yapılan bu mezar taşı yazıtın, M.Ö VI. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir. Yazıtta geçen, aynı içerikteki
51
bazı sözcüklerden birinin yazımında, bazı sessiz harflerin arasında sesli harf kullanılırken, aynı anlam ve yazılıştaki diğer kelimenin yazımında önceki sözcükte olduğu gibi sesli harf kullanılmadığı görülür. Bu şekilde yazılmış sözcükler, dilde en az çaba kuralı gereği, kısaltma amacıyla yazılmış olmalıdır. Aninas mezar yazıtı, AN 1: (Yazıt X) Sulev:onra:sanIna anI nas:arno:velus ANI NAS: ARNO: FELUS: Ani doğ(ur)du :Arno(ya) : göm(ül)ü xIxxxslIva:laIta:sulIv]kao oak]vIlus:atIal:avIlsXXXIx PRV Ki FILUS: ATIA Le: AFILS XXXIX şeklinde değil OAK KS VILUS: ATIAL: AVILS XXXIX şeklinde okunmalı ]= (x / ks) O dürüst kişi oğul(un) : anne(si)nin: yaşı 39
Etrüsk alfabesinde, “v” harfinin hem “F” ve hem de “V” harf değeri vardır. Burada “V” olarak okunmasının nedeni, sözcüğe bütün olarak bakıldığında yaş, yıl kelimelerinden birinin gelmesi gerektiği anlaşılır. Bu, “AFILS” değil, “AVILS” şeklinde olduğu zaman karşılanabiliyor. Bu yüzden, Aninas mezar yazıtı, AN 1’deki “v” harfinin ses değeri “F” değil “V” dir.
Yukarıda verilen cümlelerin incelemesi:
anI nas:arno:velus ANI NAS: ARNO: VELUS:
Ani doğ(ur)du :Arno(ya) : göm(ül)ü anI nas arno velus
ANI NAS ARNO VELUS Ani doğurdu Arno(ya) gömülü
ad eylem ad eylemden isim
NA doğum anlamındadır; ancak “S” aidiyet bildirdiği için “NAS” “doğuma sahip –doğurmuş / doğurdu-“ anlamı verir. Aynı şekilde VELUS kelimesindeki “S” harfi aidiyet bildirdiği için ve bu bir mezar yazıtı olduğundan “gömülmeye sahip –gömülü-“ anlamı çıkar.
o ak ] vılus:atIal:avIls xxxIx O AK KS VILUS : ATIAL : AVILS XXXIX
O dürüst kişi oğul(un) : anne(si)nin : yaşı 39 o ak ] vIlu s atI al avIls xxxIx O AK KS VILU S ATI AL AVILS XXXIX O dürüst kişi oğul (un) anne(si) nin yaşı 39 kişi sıfat ad ad iyelik ad ilgi ad sayı adılı eki hali sıfatı
52
Mezar yazıtlarında, tıpkı eski Türk yazıtlarında olduğu gibi, genel olarak en çok dikkati çeken sözler; yiğitlik, dürüstlük, gençlik, ululuk, sahip olduklarıyla övünmek gibi unsurlardır. Bu yazıtta da ölen kişinin dürüstlüğünden ve annesinin, dolayısıyla ölenin, genç olduğundan söz ediliyor.
Prens Metelis heykelinin eteğindeki yazıt : (Yazıt XI) sIletem Is elua Aule sI metelIs AULE SI METELIS Prens(in) bizzat kendisi (olan) Metelis el aIsef ef fe fesIa le FE FESIA LE Senin elde ettiğini orada ecet serelf nec Isnelc cLensI Cen fleres tece CLENSI CEN FLERES TECE oğlunun kurdu(ğu) Velere ailesi korudu E nInet el snas sans le tenIn e SANS LE TENIN E neslini(kanını) orada tuttu kullanma hakkı scIlf sIk senIrut turInes kIs flIcs TURINES KIS FLICS Turin halkı(nın) kişi(liği) Ulıcs(indir)
Yukarıda verilen cümlelerin incelemesi: Aule sI metelIs AULE SI METELIS
Prens(in) bizzat kendisi (olan) Metelis aule sI metelIs AULE SI METELIS
prens(in) bizzat kendisi (olan) metelis ad adıl ad
fe fesIa le FE FESIA LE
Senin elde ettiğini orada fe fesIa le FE FESIA LE
53
senin elde ettiğini orada adıl eylemden ad gösterme adılı
cLensI Cen fleres tece CLENSI CEN FLERES TECE
oğlunun kurdu(ğu) Velere ailesi korudu clen s I Cen fleres tece CLEN S I CEN FLERES TECE Oğlu n un kurdu(ğu) Velere ailesi korudu
ad iyelik ilgi eki sıfat eylem ad tamlaması eylem eki
“s” harfi çoğu yerde iyelik bildirmesine rağmen bazen, Veleres kelimesinin sonundaki “s” harfi gibi, güney Etrüsk şehirlerinde aile isimlerinde soyadına eşdeğer olarak kullanılır. sans le tenIn e SANS LE TENIN E
neslini(kanını) orada tuttu kullanma hakkı sans le tenIn e SANS LE TENIN E neslini (kanını) orada tuttu kullanma hakkı ad gösterme eylem ad tamlaması adılı
Bu yazıtı incelerken İngilizce yapılmış çeviri yazıdan (transcripte)
yararlandık. TENIN E derken geçen “E” sözcüğü, Latince “EX = iktidarı kullanma hakkı” anlamından kısaltılmış ya da, Etrüskçenin etkisiyle Latinceye geçerken “x” harfi almış olabilir. Her iki olasılıkta da bu, Etrüskçe ve Latince arasındaki etkileşimi gösterir. turInes kIs flIcs TURINES KIS FLICS
Turin halkı(nın) kişi(liği) Ulıcs(indir) turIn es kIs flIcs
TURIN ES KIS FLICS Turin halkı(nın) kişi(liği) Ulıcs(indir)
ad ad ad ad
“Turines” kelimesinin sonundaki “es” takısı bir yerin halkı anlamında kullanılan “-li, -lı” karşılığıdır. “KIS” kelimesinin karşılığı olarak verilen “kişi(lik)” kelimesi, “yönetici, idare edici, hükümdarlık hakkı” gibi anlamlara karşılık gelir. FLICS kelimesi muhtemelen ULICS (Ulysses / Odysseus) ismidir.
54
6. ETRÜSKÇE SÖZCÜKLER VE TÜRKÇE KARŞILIKLARI Milletler; ne kadar üstün bir uygarlık düzeyine ulaşırlarsa ulaşsınlar, mutlaka
çevrelerinde yaşayan toplumlarla sözcük alışverişinde bulunurlar. Baskın kültürler az sayıda sözcük alırken alt konumdaki kültürler daha çok sözcük alırlar.
Etrüskçe sözcükleri araştırırken, Latinceden geçen sözcüklerle de karşılaşıldı.
Ancak, Etrüskçe sözcükler ve Türkçe karşılıkları verilirken Latinceden geçen sözcükler verilmemeye çalışılmasına rağmen, yine de gözden kaçmış olanlar olabilir. Bu güne kadar çözülebilen Etrüskçe sözcüklerden bir kısmı alfabetik olarak Türkçe karşılıklarıyla birlikte aşağıda verilmiştir.
A
Acal(v)e :haziran ayında Acil(u) :çömlekçi Acnanas :yuvarlak bir delik açmak, kaldırmak, katlanmak Açapri :testi Ais, eis :ilah, tanrı Aisna :tanrıya ait, kurban, ayine ait Al(i)ce :adak, adanmış, hediye edilmiş Aliça :sunmak, hediye Alpan :teşekkür hediyesi Alpnu :memnuniyetle, gönüllüce, hediye Am :olmak Amce :idi, oldu Ampilie :mayıs ayında An :o (erkek ve kadın için) Apa :baba Apana :babayla ilgili Apa nacna :dede Apirase :nisan ayında Ar-ce :yaptı Atimica :akrabalar, kıyaslamalar Ati :anne Ati nacna :büyükanne Avil :yıl Avils :yaş Azaru(a) :iyi, hoş?
B
Bintial :gölge, ruh
C
55
Calus(u) :mükemmel, en iyi Cana (caına) :kutsanmış nesneler Caper :pelerin, manto Caper heci :(ayine ait) pelerin Ceça :antlaşma (ce)hen :dış, dıştaki Cel :dünya, toprak, arazi, yeryüzü Celi :eylül ayında Celuca :defnetme Cenu :inşa edilmiş Cerichunce :inşa etmek, inşa edilmiş Ce(ri)nu :inşa edilmişti Cesu :gömüldü Cipen, cepen, pen :alt, aşağıdaki Cletram :döküntü, çer çöp, masa? Culiçna :kase, çanak Cver(a) :heykel, sanat eseri, kutsanmış nesneler E Eca :bu, şu Eclti :burası Elan :oğlan, oğul Eleiva :yağ Eleivana :yağ fıçısı Elsem zatrum :on sekiz Ena :bugün, şimdi Eslz :iki kez Eter(a), eterti :bir vatandaş sınıfı üyesi Eterav :köle F Fase :ilahların şerefine içkinin bir kısmının yere dökülmesi Fasena :ölülerin şerefine içki içmek için kullanılan içki kabı Favin :inmek, çökmek, düşmek? Faviti :batı tarafta Fersu :maske Fler :kurban, ayine ait, sunu Flere :ilah, tanrıça, heykel, bağış H Hamfa :sağ taraf Hatna :mutlu Heva :hepsi, her biri Hilar :işaretsiz Hintha hinthiu :durmak, bitmek, şeytani, cehennemi
56
Hinthial :can (merhum), gölge, hayalet Hiul(s?) :baykuş(lar?) Huin :yay, ilkbahar, pınar, sürmek Hupnina :tabut Huşiur :çocuklar Huşlna :(şarap) maşrapa? İ İlucu :dönem, ayın bir kısmı İn :o, onu, ona İşveita, eşvita :takip eden, sonraki gün K Kanna, cana :kıymetli parça, sanat eseri Kanna, cana :uzun elbise, dikme mezar taşı Kapra :tabut Kela :kiler Ki :üç Ki zatrum :yirmi üç Kialç :otuz Kiem zatrum :on yedi Klan :erkek çocuk Klan tunçulta :üvey erkek çocuğu Klanti :evlatlık erkek çocuk Krankru :kedi?, panter L Laiva :sol taraf Lasa :gelin Lauçum :kral Lauta :aile Lautn :malik olma, iyelik Lautni / Launt-i / Lautin :köle, azatlı köle, hizmetçi Lautnita / Launt-ta :kadın köle, azatlı kadın köle Lautun :aile, kabile Leçtumuza :küçük testi Leine :…nın yaşında Leint :olgun yaş, yaşlı kadın Leu :(dişi) aslan Lupu :ölmek, ölü Lupu-ce :öldü Luri :süs, parlaklık (yıldızların) M
57
Mal(e)na :ayna (bronzdan) Ma(n) :anıt, taş mezar Mariş :uşak, köle Mariş :bebek, oğlan çocuğu Mariş :damat, genç Maru :dini toplumun lideri Mean :çocukluk dönemi, gençlik dönemi Meç :hanımefendi, kraliçe Metlum :kasaba, ilçe Mi, mini :ben, benim Mlaç / mlaka :iyi, güzel Mul :adamak, tahsis etmek, ithaf etmek Mulu (mulu-ne) :yapmıştı Muluvanece :adak, adanmış, hediye edilmiş Murş :tabut, dar boğazlı vazo Mutna :tabut, sanduka, küçük kutu N Nape(r) :kenar taşı, sınır taş(lar)ı Nefis :erkek torun Nefts :erkek yeğen Netsvis :kahin, hayvan bağırsağından geleceği okuyan P Papals :dedenin erkek ve kız torunu Pent(u)na :yazılı taş, dikme taş Penza :daha alçak kısım / bölüm Per(a) :ev Pruçum :testi Prum(ath)s :büyük erkek yeğen Puia :eş, karı Pulum(cva) :yıldız(lar) Purtb :diktatör Q Qutum :kulplu su kabı, sürahi Qutumuza :küçük maşrapa (süzmek için) R Rasna, rasenna :halk, şehir halkı, Etruryalı, Etrüsk dili Ruva :kardeş, din kardeşi S
58
Sa :kendisi Sacni :vatandaş(lar), tapınak Sar :on Scuna :yer, meydan, oda, mevki Sealç :altmış Sec, seç / sex :kız çocuğu Seç fartana / hartna :üvey kız çocuğu Snenat :hanımefendinin kız hizmetçisi Snuiaf :-kadarıyla Spanti :ölülerin şerefine içki içmek için kullanılan içki kabı Spur(a), şpur :şehir, kent, büyük kasaba Srancza :üstteki kısım / bölüm Sren, sran :şekil, tasvir, görünüş, resim Srenc :yukarı, üst Sutbi :mezar Suthi :mahzen, mezar, yeraltı mezar odası Suthina :mezar hediyesi Svalce :yaşadı Ş Şians :başlangıç, plan, tasarı Şunteruza :kapalı silindir şeklinde kilden yapılmış vazo veya kutu Şuris :kutsanmış nesneler Şurnu :ısmarlamak? Vasiyetname? emir? Şut :-e doğru koymak, yerleştirmek T Tamera :mezar odası Tamera :küçük oda, inziva odası Tamce :yaptı Tata :dede Taura :kutsal su kabı Tenu :davrandı Terce :koydu Teşam :gömme, defin Teta :büyükanne Tetals :büyükannenin erkek ve kız torunu Teur :levha, ödül Tevarat :hakem Tezan :yön, yol Tafna, tapna :içecek kabı, fincan, kapak Taura :mal, mülk, özellik Temias :itaat edilmiş Tes :monte etmek Tesan :kap, şafak, seher Teşviti :doğuda / doğuya
59
Tevru :boğa Ti :-de, gıcırtı? Tina :ibrik Tu :bir Tui, tuves :burada, içinde, içeride Tunçulta :özel, kişisel Tunem kialç :yirmi dokuz Tunem zatrum on dokuz Tunz :önce, birinci Tuta :namuslu, önceden evlenmiş Tıv :ay ve takvim ayı Tin :gün, gündüz, zaman, devir Tinia :gündüz Tinscvil :kutsanmış nesneler Tiur :ay (zaman) Tmia :tapınak, mabet Trepu :esnaf, marangoz Trut :sürgü, ok gibi fırla(t)mak, atmak, çiğnemeden yutmak? Trutnut :kahin Tul :kenar, sınır, arazi Tunsa :kuğu Tupi :cezalandırma, ceza Tur :vermek, hediye etmek, hibe etmek, sunmak Tur(u)ce :verdi, ayırdı, adadı, adanmış, hediye edilmiş Tus :tabut, yer (yeraltında) Tuti :söz vermek, yemin etmek Tutina :adak olarak verilen hediye U Un :fıçı musluğu (içki gibi) Una :akıcı, dere, çay Usil, Uşil :güneş Uşil :güneydeki? V Vertun :birkaç çeşit kap Vinum :şarap Z Zam(a)ti :yaka iğnesi Zamtic :altın Zatrum :yirmi Zelar :duvar hücresi, oyuk Zeri :ulaşılabilir su Zeri :serbest, özgür, boş kişi
60
Zeri :sakin, durgun (gökyüzü, hava) Ziç :kaydetmek, bilgi?, kitap, mektup? Ziçu :katip, yazar Ziçuçe :yazılmış, oyulmuş Ziebu :yazmak Zilaç :bir çeşit yetkili memur, bir çeşit hakim Zilatb :yönetimci Zilat :dini görevli Zinace :çömlek imalatı Ziv(a) :akrabalar, kıyaslamalar
61
III. BÖLÜM
62
1. SONUÇ
Etrüsk uygarlığının yıkılmasının üzerinden yaklaşık olarak 2050-2500 yıl geçmiştir. Ancak, buna rağmen, onların kültürel mirası hala gücünü göstermekte ve insanlığın ilgi odağı olmaya devam etmektedir.
Etrüsklerin, İtalya yarımadasına nereden geldiği ve kökenlerinin hangi
coğrafyaya dayandığı konusunda araştırmacılar arasında farklı görüşler olmasına rağmen, onların çıkış noktasının Asya olduğu konusunda ağırlıklı olarak ortak bir görüş vardır.
Etrüskler, Hint-Avrupa dil grubundan olan insanların tavırlarından farklı
tavırları, değişik görünümleri ve yaşantıları ile İtalya’ya sonradan geldiklerini hemen hissettirirler. Bu yüzden de, İtalya yarımadasında yaşayan insanlarla sürekli çekişme ve savaş halinde olmuşlardır.
Etrüskler, gittikleri İtalya’da karşılaştıkları, geri kalmış köy kültürü içinde
yaşayan yerli toplumlara, hem üstün bir kültürle geldikleri ve hem de savaşçı bir yapıda oldukları için kolaylıkla üstünlük sağlamışlar, alışkın oldukları sıkı yetki düzeni nedeniyle de zorlukla karşılaşmadan köklü bir yönetim kurabilmişlerdir.
Etrüskler, denizci bir kavim oldukları için, Ege ve Akdeniz’de denizcilik de
yapmışlar, o dönemde Akdeniz havzasında bulunan uygarlıklarla ilişki içerisinde olmuşlar, onlarla savaşmanın yanında ticaret de yapmışlardır. Savaşçı bir toplum oldukları için ticaret mallarının güvenliğini sağlamakta sıkıntı çekmemişler ve ticari alanda da varlık göstererek zengin bir uygarlık kurmuşlardır.
George Thomson, Etrüsk dilinin Kafkasya’da halen konuşulan dillerle
bağlantılı57 olduğunu belirtir. Trombetti ise, Helenleşme öncesinde, Hint-Avrupa dillerinin Ege denizinde bulunan bir dalı ile, Kafkas dillerinden meydana gelen bir yığın ölü dilden Etrüskçenin oluştuğunu ileri sürer. Ancak, Ege denizindeki Limni adasında bulunan ve Yunan harfleriyle yazılan mezar taşı bile onu doğrulamaz. Çünkü, Etrüsklerin dili bölgeye yabancıdır ve İtalya coğrafyasında konuşulmayan Türk dili gibi sondan eklemelidir. Bu yüzden, Hint-Avrupa dilleriyle, komşuluk dışında, başka bir bağlantısı yoktur.
Etrüskler, Romanın kuruluşuna zemin hazırlayıp kurumlarıyla onun altyapısını hazırlamalarına rağmen, kendi tarihlerini yazma konusunda tıpkı Türkler gibi pek istekli olmamışlar, kendi dinlerinin kurallarını ve yapısını dahi uzun bir süre sözlü olarak aktarmışlardır. Bu yüzden, onlar hakkındaki bilgiler diğer milletlerin anlattıkları bilgiler ya da yorumlardır.
Etrüskler, küçük şehir devletleri kurmuşlar, güçlü bir merkezi devlet yerine,
kendilerinden farklı olan komşu halkların gücüne karşı, zayıf da olsa, federatif bir birliktelik oluşturup imparatorluk meydana getirmişlerdir. Kendilerine olan aşırı
57 Erişim [ http://www.kafder.org.tr/nart?yazi_id=131 ] Erişim Tarihi: 23 Eylül 2004
63
güvenlerinden ve sayılarının azlığı gibi nedenlerden dolayı bir müddet sonra tarihin karanlık sayfaları içinde yerlerini almışlardır.
Etrüskler, Asya’dan çıkıp İtalya’da güçlü bir uygarlık kuruncaya kadar çok
değişik coğrafyalarda bulundukları için yerel topluluklar, Etrüsklerin kendi kökenleri ile ilişkili olduklarını ileri sürmüşlerdir. Bunlar, Etrüsk dilinin; Türk, Macar, Bask, Kızılderili, Yeni Zelanda, İsrail, Ukrayna veya diğer dillerle olan ilişkisi ile ilgili olarak birçok varsayım ortaya atmışlardır. Bu diller arasında bir ilişki kurmak için ortaya atılan varsayımların çoğu, bilimsellikten uzak kuramlardır.
Her dilin kendi kuralları vardır. Bu yüzden yazılı belgelerde verilen bilgiler,
belgenin yazıldığı dilin kurallarına göre okunur ve yazılır. Bir milletin tarihinin başka bir millet tarafından yazılması da, tarihi yazılan milletin değil, tarihi yazan milletin imla kurallarına göre olur. Böylece, onların söyleyiş biçiminden dolayı ifadeler veya isimler farklılaşarak bambaşka ve farklı şekilde ortaya çıkabilir. Çinlilerin Mete Han için Mao-tun, Türkler için Tukyu, Hintlilerin ise Turuşk demelerinin yanında, Etrüsklerin kendilerine Rasena demelerine rağmen, M.Ö 1400’lerde Mısırlıların onlara Turuşka demeleri, M.Ö 750’den itibaren İtalya’da Etrüsk medeniyetinin ortaya çıkmasıyla Yunanlıların Tir(h)enler, Romalıların Tüski veya Etrüski demeleri imla kurallarının önemini ortaya koyar.
Toplum yaşantıları ve bıraktıkları izler bir bütün olarak incelendiğinde, Etrüsklerin Avrupa uygarlığının temelini oluşturan Roma’nın akıl hocaları olduğu ve Avrupa’nın biçimlenmesinde ilk adımı attıkları söylenebilir.
Bu çalışma sırasında zaman zaman etimoloji sözlüğünden de yararlanıldı. Ancak, Etrüskçe üzerinde çalışan kimi uzmanlar, olaya yansız yaklaşmadığı için, sık sık, “of unknown origin - kökeni bilinmiyor” sözüyle karşılaşıldı. Sözcük, sondan eklemeli dillerden olmayan herhangi bir dilden olduğu zaman ise, hemen sözcüğün kökeninin verildiği görüldü. Ancak, Etrüskçenin, bütün yönleriyle Asya kökenli bir dil58 olduğu artık çoğunlukla kabul görmektedir.
Basılı kaynaklar yanında, genel ağ aracılığıyla da birçok siteye ulaşıldı.
Burada, birbirine benzer ve alıntılanmış bilgilerin verildiği sitelerin yanında, değerli bilgilerin ve yazıtların bulunduğu sitelere de ulaşıldı.
Genel ağ aracılığıyla elde edilen yazıtlar incelenirken, kimilerinin silik
olmasından dolayı, okuma yanlışlarının yapılabileceği, örneğin bir sözcüğün hem Fe (FE), hem de FI (FI) şeklinde okunabildiği görüldü. Böyle şüpheli olup farklı şekillerde okunabilen yazıtlar bu çalışmaya alınmadı. Elde edilen bazı yazıtlardaki satırların bir bölümü yer yer silik olduğu için, bunları okuma fırsatı oluşmadı. Ancak, yazıtlara dokunma imkanı olmadığından, ekranlardan elde edilenlerle yetinmek zorunda kalındı.
Bu çalışmayı hazırlamak için araştırma yaparken, Etrüsk dili ile Sümer,
Urartu ve Türk dilleri arasında yakınlıklar olduğu da görüldü. Sözcüklerin hem yapı
58 L’espèce Humaine Peuples et Races, Encyclopédie Française, C. VII, s.7’42-2; 7’42-3.
64
hem de anlam bakımından birbirlerine olan benzerlikleri, bu diller arasında bir bağ olduğunu gösterir.
Sümer, Urartu, Etrüsk ve Türk dillerinin dördü de sondan eklemeli dillerdir.
Yazılı olarak; Sümer dili, M.Ö 3100 – 1800 yılları arasında, Urartu dili, M.Ö 840 – 590 yılları arasında, Etrüsk dili, M.Ö 750 – 40 yılları arasında kullanılmıştır. Ancak, Sümerce yakın doğunun uluslararası bilim diliydi, hatta Sümerce yaşayan dil olarak ortadan kalktıktan uzun bir süre sonra bile, tıpkı Latince gibi, dini törenlerin özel dili olarak kullanıldı.59
Türk dili ise, ilk olarak M.S 682-744 yılları arasında yaşamış II. Göktürk
kağanlığı zamanında dikilen Orhun anıtlarında ortaya çıktığı söylenir. Ancak, bu yazının çok daha önceleri kullanılmış olması gerekir. Çünkü, Göktürk Devleti'nden önce kurulmuş ve çok geniş alanlara yayılmış bulunan, en başta, geçmişi M.Ö XIII. yüzyıla kadar giden Büyük Hun60 imparatorluğu olmak üzere, büyük Türk devletlerinin yazılarının olmadığını söylemek gerçekçi olmaz. Zira, yazının icat edilme nedenlerinden birisi de, devlet yönetiminin farklı alanlarında kullanmaktır. Ama, bu eski Türk yazıt veya anıtları, sert bozkır ikliminde yok olmuştur. Göktürk yazıtlarında kullanılan Orhun yazısının gelişmiş bir yapıya sahip olması, onun köklü bir geçmişi olduğunu ve belli bir olgunlaşma dönemi geçirdiğini gösterir.
Etrüsk dili, Sümer dilinin ortadan kalkmasından çok sonra ortaya çıkmasına
ve zaman aralığı açısından Türkçe’ye daha yakın olmasına rağmen, Türkçeye benzeyen Sümerce sözcük sayısı, Etrüskçeden daha fazladır. Çünkü Etrüskler, hakim unsur oldukları halde, sayı yoğunluğu açısından çevrelerinde bulunan toplumlardan daha az oldukları için, Etrüsk diline çevrenin olumsuz etkisi daha fazla olmuştur. Çevre etkisi artınca, doğal olarak, dildeki arılık da azalmıştır. Ancak, Sümer ve Urartu dillerinde olduğu gibi, kullanımdan kalkıncaya kadar sondan eklemeli bir dil olarak kalabilmiştir.
Sümerler ise, hem kültür hem de sayı açısından hakim unsurdular. Bu yüzden
Sümercenin Türkçe ile olan sözcük benzerliği, Etrüskçeye göre daha fazladır. Türkçe ve Sümerce arasında ortak 165 sözcük tespit edilmiştir. Dildeki olumsuz etkilenme ise, Sümerler güçlerini kaybetmeye başladıktan sonra olmuştur. Bir çivi yazısı uzmanı olan Barry Eichler’in «Sümerce, daha eskiye gittikçe, daha netleşir »61 sözü bunu doğrular.
Sümer, Urartu, Etrüsk ve Türk dillerindeki kimi sözcükler karşılaştırıldığı
zaman, aradan geçen uzun yıllara ve farklı coğrafyalara rağmen dildeki yakınlık hemen anlaşılır. Dış etkilerin fazlalığı dildeki sözcük değişimine ne kadar etki etse de, cümle yapısı ve kuruluşunda değişim olmadığı için, olumsuz etkilerin bu diller arasındaki bağı tamamen ortadan kaldıramadığı açıkça görülür. Örnek oluşturması açısından; Sümer, Urartu, Etrüsk ve Türk dilleri arasında anlam ve görüntü birliği sunan sözcüklerden küçük bir kısmı aşağıya alınmıştır.
59 James G. Fevrier; “L’histoire de l’écriture”, St. Germain, Paris VI, 1984, s.115-116. 60 Istvan Bona, “Les Huns”, Errance, 2002 61 Tuna; a.g.e., s.4
65
Sümerce62 Urartuca63 Etrüskçe Türkçe ad (adda) ate- ata ata, dede
ar tur vermek, sunmak di ti demek dingir tini (en büyük tanrı) tanrı, tengri egi meç ece (eski Türkçe)
ikuka ika bu in-ani, bu (biri) an o (canlılar için) in bu in o (cansızlar için)
mae mi ben, men mari, atlı, süvari maru dini toplum lideri
ur(u), ir er er, erkek, yiğit uş as us, akıl
Tan-u- Tam yapmak yaratmak te-ru- Ter koymak
Bu çalışmada yapılan araştırmanın konusu; Sümer, Urartu, Etrüsk ve Türk dillerinin birbirlerine olan yakınlıkları veya benzerlikleri olmadığı için, ayrı bir çalışmayı gerektiren bu konuya sadece bu kadar değinmekle yetinilmiştir.
Ayrıca, topraktan yapılmış su testisi anlamında kullanılan Etrüskçe “Pruçum”
sözcüğüne benzeyen aynı anlamdaki “parç” sözcüğünün; Mersin’in Mut, Karaman’ın Ermenek, Konya’nın Taşkent, Hadim ilçeleri ve çevresinin de bulunduğu geniş bir alanda hala kullanılmakta olması, Etrüskçe sözcükler konusunda ayrı bir çalışma gerektirdiğini göstermektedir.
Batılı araştırmacılar tarafından yaklaşık 250 yıldan fazla bir zamandır devam
eden ve son dönemde Türk bilim adamlarının da katkılarda bulunduğu çalışmalar sonucunda gelinen nokta yeterli değildir. Ancak, Etrüskler konusunda elde bulunan belge ve bilgiler, yansız ve bilimsel bir şekilde çalışan uzmanlar tarafından irdelendikçe, Etrüsk gerçeği daha iyi anlaşılacak, birçok gerçeğin su yüzüne çıkması sağlanacaktır.
Etrüsklerle ilgili bütün bu veriler, özellikle de Etrüsk dilindeki durum ekleri
ve yapılar, bu dilin sondan eklemeli bir Altay dili olduğu sonucunu verir. Bu çalışmanın, bu konuda, bundan sonra çalışma yapmak isteyenlere bir ufuk
göstereceği inancındayız.
62 Tuna;a.g.e., ve Erişim [ http://www.angelfire.com/country/cemisgezek/history/firstage/sumers.html] Erişim Tarihi: 08 Eylül 2004 63 Melikishvili; Kammenhuber; Salvini, a.g.e.
66
2. KAYNAKÇA 1- DEMİRCİOĞLU Halil, Dünya Tarihi-Roma Tarihi, 1.Cilt Cumhuriyet, 1.Kısım
Menşe’lerinden Akdeniz Havzasında Hakimiyet Kurulmasına Kadar, T.T.K, Ankara, 1953. 2- TÜRKKAN Reha Oğuz; “Türk Tarih Tezleri”, Türkler, C. I, Ankara, 2002. 3- L’espèce Humaine Peuples et Races, Encyclopédie Française, C. VII, s.7’42-2; 7’42-3. 4- ENGİN Arın, Uranus, 1-Büyük Roma Uygarlığının Yaratıcıları, Etrüsk Türkleri,
Atatürkçülük Kültür Yayınları, Sayı: 28. 5- NOGARA Bartolomeo, Les Etrusques et leur civilisation, Edition Française, Paris, 1936. 6- AĞAOĞLU Ahmet, Etrüsk Medeniyeti ve Bunların Roma Medeniyeti Üzerine Tesiri,
Başvekalet Müdevvenat matbaası, Ankara. 7- FURREAUX Rupert, çev.Gönül Suveren, Kayıp Uygarlılar, Sıralar Basımevi, İstanbul,
1982 8- BRANDENSTEIN W., Etrüsk Meselesinin Şimdiki Durumu, Devlet Basımevi, İstanbul,
1937. 9- TULUNAY Elif Tül, Etrüsk Sanatı, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 1992. 10- MAYANI Zacharie, Les Etrusques commencent à parler, Imprımerıe Wallon à Vıchy,
Paris, 1936. 11- BOSSERT H.Th. Etrüsk Meselesi, Kenan Matbaası, İstanbul, 1944. 12- KORAT Gürsel, Yunan Harfleriyle Türkçe, Aylık Coğrafya ve Keşif Dergisi Atlas, Sayı :
125 13- DE PALMA Claudio, Etrurie, Giunti Gruppo Editoriale, Florence,1992. 14- VON VACANO Otto-Wilhelm, The Etruscan, Indiana Universıty Press, Bloomington,
1965. 15 TUNA Osman Nedim, Sümer ve Türk Dillerinin Târihî İlgisi ile Türk Dili’nin Yaşı
Meselesi, Türk Dil Kurumu Yayınları :561, Ankara, 1990. 16- MELİKİSHVİLİ G. A., Die Urartäische Sprache. A. Kammenhuber, M. Salvini. Studia Pohl 7.Biblical Institute Press, Rome, 1971
17- BONA Istvan, Les Huns, Errance, 2002 18- FEVRİER James G., L’histoire de l’écriture, Editions Payot, St. Germain, Paris VI, 1984 19- SARAÇ Tahsin, Büyük Fransızca-Türkçe Sözlük, Adam Yayınları, İstanbul, 1990. 20- HATİBOĞLU Vecihe, Türkçedeki Eklerin Kökeni, Türk Dili, c.XXIX, Ocak 1974. 2. 1. GENEL AĞ KAYNAKÇASI 1- Erişim [ http://numeration.ifrance.com/numeration/etrusque.htm ] Erişim Tarihi: 13 Ekim
2004 2- Erişim [ http://www.kafder.org.tr/nart?yazi_id=131 ] Erişim Tarihi: 23 Eylül 2004 3- Erişim [ http://www.arkeolog.netteyim.net/arkeo/denizkavimi/4.htm ] Erişim Tarihi:13
Ekim 2004 4- Erişim [ www.ifrance.com/ftev/colo.htm ] Erişim Tarihi: 08 Haziran 2004 5- Erişim [ http://jlblille.free.fr/sommaire.html ] Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2004. 6- Erişim [ http://fr.encyclopedia.yahoo.com/rsc/legal.html ] Erişim Tarihi: 25 Mayıs 2004. 7- Erişim [ www.hermetics.org/etruskler.html ] Erişim Tarihi: 06 Haziran 2004. 8- Erişim [ http://www.turkcan.org/makalelerview.asp?key=227 - 28k ] Erişim Tarihi:: 25
Haziran 2004 9- Erişim [ http://www.italie1.com/voirundocument.php ] Erişim Tarihi: 15 Haziran 2004. 10- Erişim [ http://site.voila.fr/cfijdida/didactique/langueLang/langLang.htm ] Erişim Tarihi:
29 Temmuz 2004 11- Erişim [ http://www.geocities.com/turklukbilgisi/TurkDilininBesBinYili-Giris.htm ]
Erişim Tarihi: 05 Ağustos 2004 12-Erişim [ http://classes.bnf.fr/dossiecr/sys-ecri.htm ] Erişim Tarihi: 17 Ağustos 2005 13- Erişim [ http://classes.bnf.fr/dossiecr/chr-ecri.htm ] Erişim Tarihi: 15 Haziran 2004. 14- Erişim [ http://etruskisch.de/etruscan.htm ] Erişim Tarihi: 30 Nisan 2004. 15- Erişim [ http://ekutup.dpt.gov.tr/turkdili/oik542.pdf ] Erişim Tarihi: 24 Haziran 2004.
67
16- Erişim [ http://www.geocities.com/jackiesixx/caere/languagepage.htm ] Erişim tarihi: 01 Ocak 2005
17- Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/tex/grammar.html#num ] Erişim tarihi: 19 Kasım 2004
18- Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/tex/grammar.htm ] Erişim tarihi: 19 Kasım 2004
19- Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/po/index.html ] Erişim Tarihi: 19 Kasım 2004 20- Erişim [ http://www.dunyadinleri.com ] Erişim Tarihi: 03 Aralık 2004 21- Erişim [ http://www.comune.santamarinella.rm.it/museo/html ] Erişim Tarihi: 24 Haziran
2004 22- Erişim [http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/ph/harusExp.html]Erişim Tarihi 19 Kasım 2004 23- Erişim [http://membres.lycos.fr/antiquite/rasennachap6.htm]Erişim Tarihi:23 Kasım 2004 24- Erişim [ http://www.pedroiy.free.fr ] Erişim Tarihi: 08 Haziran 2004 25- Erişim [ http://veb.infinito.it/utenti/e/etruscan/home.htm ] Erişim Tarihi: 08.Mayıs.2004 26- Erişim [ http://www.cs.utk.edu/~mclennan/BA/Har.html ] Erişim Tarihi: 31 Ağustos
2004 27- Erişim [ http://perso.wanadoo.fr/spqr/syracuse.htm ] Erişim Tarihi: 9 Ocak 2005 28-Erişim [http://www.maravot.com/Translation_ShortScripts_a.html ] Erişim Tarihi: 16
Temmuz 2004 29- Erişim [ http://www.maravot.com/Miscellaneous_Scripts.html]Erişim Tarihi: 26 Ekim
2004 30- Erişim [ http://www.maravot.com/Translation_Short_Scripts.html#anchor#ss.1 ] Erişim
Tarihi: 22 Şubat 2005 31- Erişim [ http://www.compmore.net/~tntr/lemstelea.html ]Erişim Tarihi: 18 Şubat 2005 32- Erişim [ http://www.sflt.ucl.ac.be/miroir/ ]Erişim Tarihi: 03Ağustos 2004 33-Erişim [ http://www.angelfire.com/country/cemisgezek/history/firstage/sumers.html ]
Erişim Tarihi: 08 Eylül 2004 34-Erişim [ http://www.historia.presse.fr ] Erişim Tarihi: 30.Nisan 2004 35-Erişim [ http://www.gizemci.com ] Erişim Tarihi: 15 Nisan 2004 36-Erişim [ http://www.maravot.com/Uni_suckling-Heracles.html ] Erişim Tarihi: 16
Temmuz 2004
68
3. ÖZET Etrüskler kendilerine “Rasena” demelerine rağmen Etrüsk kelimesi; İtalya,
orta Avrupa, Mısır ve Yunan kaynakları dahil bütün kaynaklarda ağırlıklı olarak Tur veya Tür kök kelimesinin çeşitlemesi olarak görülür.
Etrüskler M.Ö XIII yüzyıldan itibaren İtalya’ya gelmeye başlarlar ve ilk
olarak Toskana bölgesine yerleşirler. İlk şehir devletleri yaklaşık olarak M.Ö 9. yüzyılda kurulur. Onlar; güçlü, bağımsız kent devletlerinin, gevşek birliğinden oluşmuş çok merkezli bir devlet düzenine sahipti. Devlet başkanı, rahip olan ve Lucumo denen kent yöneticilerinden seçilirdi.
Etrüskler, üstün bir uygarlığa sahip olarak geldikleri İtalya’ya uzun bir süre
hakim olurlar. Hayatın her alanında başarılar gösterip, bölgeyi imar eder ve üstünlüklerini kabul ettirirler.
Etrüskler aynı zamanda denizci bir kavim idi. Akdenizin her köşesini
dolaşmışlar İtalya’dan ayrı olarak küçük bir kısmı da Mısır’da yerleşmiştir. Etrüskler, tıp ve dişçilikte zirveye ulaşmışlardı. Onlar; telkari gümüş
işlemeciliği ve gemicilikten mermere, kaliteli silah yapımından bronz eşya yapımına kadar hünerlerini sanatın her alanında göstermişlerdi. Çevrelerinde bulunan bakır, demir ve mermer gibi her türlü madeni işleyip kullanmışlardır.
Etrüskler mimaride başarılı örnekler vermişlerdir. Geniş yollar açmış, çarşılar
kurmuş, kentlerin çevresini sur ile çevirmişlerdi. Daha o dönemde atık su altyapı düzenini kurmuşlardır.
Etrüskler, aynı zamanda tarım ve hayvancılıkta da ileri gitmişlerdi. Etrüryanın
kuzeyini tarım ürünleri deposu haline getirmişlerdi. Etrüsklerin; hem alfabe hem de, başta ekonomi olmak üzere değişik alanlarda
kullanmak için rakamları ve hesap sistemi vardı. Etrüskçede bir olayı anlatmak için birden çok işaret kullanılabilir ve aynı
işaret birden çok olayı anlatabilir. Etrüsk alfabesinde 26 harf vardır. Varlığını günümüze kadar sürdürememiş
ama, Latin alfabesinin doğuşuna neden olmuştur. Etrüsk yazısı sağdan sola doğru yazılırdı.
Sözcüklerin türetilmesine, eklere ve cümle kuruluşuna bakıldığında Etrüsk dilinin bölgeye yabancı ve Türk dili gibi sondan eklemeli (agglutinante) bir Altay dili olduğu görülür. Etrüskçe belgeler genellikle mezarlardaki yazılardan elde edilmiştir.
69
4. SUMMARY Though the Etruscans name themselves as “Rasena”, the term Etruscan is
mostly seen as the varied forms of Tur or Tür in all resources including Italian, Middle Europan, Egyptian and Greek resources.
Etruscans began to move to Italy from XIII. century B.C onward and settled in Tuscany region for he first time. The first city states were established about IX. century B.C. They owned a state order composed of powerful, independent city states loose unity. The president of the country was elected from among the city governors who were priests and called Lucumo.
For a long time they dominated Italy where they had come to having a prominent civilisation. They showed great success in every field, restored the region and proved their superiority.
Etruscans were also seamen. They visited every part of Mediterranean and apart from Italy a small part settled in Egypt.
Etruscans reached the top in medicine and dentistry. They showed their skill in almost all art from the work of (telkâri) silvery and shipyard to marble, from producing arms of good quality to bronze goods. They processed and used every kind of metal around them such as iron and marble.
Etruscans gave successful samples in architecture. They constructed broad ways, bazaars and surrounded the cities with walls. They established sewage system substructure even then.
They advenced in both agriculture and husbandry. They turned the north of Etruria into the store of agricultural products.
Etruscans had numeric and accomting system in order to use in bath alphabet
and in various fields, notably in economy.
More than one sign can be used in narrating an event and the same sign can mean more than one event.
There are 26 letters in Etruscans alphabet. It hasn’t been able to survive but helped Latin emerge. Etruscan writing was from right to left direction.
Considering the derivations of words, suffixes and word order, it seems that the language is alien to the region and that it is an (agglutinante) Altay language. Etruscan documents were mostly achieved from the manuscript in the graves.
70
5. ETRÜSKLERLE İLGİLİ HARİTALAR
Harita I: Etrüskler İtalya’ya geldikleri zaman bölgede Latinler, Ombriler, Ligurlar gibi birçok millet yaşıyordu.64
64 Erişim [ http://users.tpg.com.au/etr/etrusk/po/index.html ] Erişim Tarihi: 19 Kasım 2004
71
Harita II: Etrüskler, Etrürya adı verilen ve orta İtalya’da bulunan kuzeyden güneye 250 km,
doğudan batıya da 150 km tutan bir bölgede yaşıyorlardı.65
65 Erişim [ http://www.dunyadinleri.com ] Erişim Tarihi: 03 Aralık 2004
72
Harita III: Etrürya’nın en geniş hali66
66 Erişim [ http://numeration.ifrance.com/numeration/etrusque.htm ] Erişim Tarihi: 13 Ekim 2004
73
6. ETRÜSKLERLE İLGİLİ RESİMLER
Resim I: Bir Etrüsk heykeli67 Resim II: Kaymaktaşından yapılmış ölü küllerini saklamaya
yarayan kavanoz. Ölü, kahin olduğu için, elinde bir koyun ciğeri tutar şekilde tasvir edilmiştir. Kavanozun üzerinde, öbür dünyaya (ahirete) doğru araba ile yapılan yolculuk görülüyor. M.Ö II.- I. yüzyıl. Guarnacci müzesi, Volterra68
Resim III: Deniz savaşını tasvir eden M.Ö VI. Resim IV: Arka yüzünde Cephalos’un, Eos yüzyılın ilk yarısına ait bir Etrüsk vazosu69 tarafından götürülüşünü gösteren resim bulunan bronz ayna (Vatikan Müzesi)70 67 Erişim [ http://www.comune.santamarinella.rm.it/museo/html ] Erişim Tarihi: 24 Haziran 2004 68 Erişim [ http://membres.lycos.fr/antiquite/rasennachap6.htm] Erişim Tarihi: 23 Kasım 2004 69 Claudio De Palma, Etrurie, Florence,1992, s.14 70 Otto-Wilhelm Von Vacano, The Etruscan, Bloomington,1965,s.34
74
7. ETRÜSKLERLE İLGİLİ ÇİZELGELER
I 1 IIIIΛ 9
II 2 X 10
III 3 XIX 19
IIII 4 XX 20
Λ 5 50
IΛ 6 100
IIΛ 7 500
IIIΛ 8 1000
Çizelge I: Etrüsk sayı düzeninden örnekler71
ETRÜSKLERDE ROMALILARDA YUNANLILARDA
Tinis Jupiter Zeus
Unis Junons Hera
Menerva Minerve Athena
Turan Venus Aphrodite
Sethlans Vulcain Hephaïstos
Fullans Bacchus Dionysos
Turms Mercure Hermes
Aplu Apollon Apollon
Çizelge II: Tanrıların isimlerinin birbirine uygun düşen karşılıkları72
71 Erişim [ http://numeration.ifrance.com/numeration/etrusque.htm ] Erişim Tarihi: 13 Ekim 2004 72 Erişim [ http://www.italie1.com/voirundocument.php ] Erişim Tarihi: 15 Haziran 2004
75
Çizelge III: M.Ö XII. yüzyıldan M.Ö V. yüzyıla kadar Etrüsk alfabesi.73
Çizelge IV: Etrüsk alfabesi (M.Ö 7. – 5. yüzyıllar)
73 Erişim [ http://www.pedroiy.free.fr ] Erişim Tarihi: 08 Haziran 2004
76
Çizelge V: Etrüsk alfabesi (M.Ö 4. – 3. yüzyıllar)
Çizelge VI: Etrüsk harfleri ve Latince karşılıkları74
1. a b c d e v z h i k l m n s o p ś q r s t u 2. a b c d v e z h i k l m n o r ś q s t u
Çizelge VII: Marsiliana’da bulunan fildişi bir masaya kazılmış alfabe modeli (M.Ö VII. yy)75
74 Erişim [ http://www.comune.santamarinella.rm.it/museo/html ] Erişim Tarihi: 24 Haziran 2004. 75 Erişim [ http://veb.infinito.it/utenti/e/etruscan/home.htm ] Erişim Tarihi: 08.Mayıs.2004
77
Etrüsk dilinde
Ses değeri
İngiliz dilinde
Yunan dilinde
Latin dilinde
Macar dilinde
Türk dilinde
A a a a a á a B b b b b c c k c k d d d d E e e e E, E e e v v w v V, F v v Z z ts Z, Z c c h h h H, H H, H h h
O th O, t t l i i , ı ı i ı,i k k k k, K k, K k k l l l , 2 L l l M m m N, M , M m m N n n N, N , N n n W s o o o o o p p p P, n p p w ş sh s ş q q q Q k k r r r R, p R r r
, s s Σ ,S sz s T t t X T t t U, u u u ,V,U ü ü X ş X ks
p, ph p } =ch
kh k, kh k k
F f f f f Çizelge VIII: Etrüskçe harflerin, Etrüsk dilindeki ses değerleri ile, İngiliz, Yunan, Latin, Macar ve Türk dillerindeki ses değerlerini ifade eden şekiller.
isim fiil işaret
zamiri şahıs zamiri
yönelme hali
bağlaç Zarf sayı sıfatı
Tul sath ta mini na c ratum thunzEis ac thui i alpnu eslz Sac tev ikan s ciz Nericn tur ipa Vacl rachti Aplu hathrthi sren mur fler suth chva zich netsvis tes
78
turu ut vers lucair turms zeri tini çoğul eki yardımcı ses İyelik eki geçmiş zaman eki Hikaye bileşik
zaman eki ar n ni ce ce u i
Çizelge IX: Kehanet süresince Etrüsk dilinde konuşulduğu bilinen 15 cümlenin durum ekleri
79
8. ETRÜSKÇE YAZIT VE BELGELER
Yazıt I: Sunaklı gemileri tasvir eden yazıtlardan NC76
Yazıt II: Sunaklı gemileri tasvir eden yazıtlardan AR77
76 Erişim [ http://www.maravot.com/Translation_ShortScripts_a.html ] Erişim Tarihi: 16 Temmuz 2004 77 Erişim [ http://www.maravot.com/Translation_ShortScripts_a.html ] Erişim Tarihi: 16 Temmuz 2004
80
Yazıt III: Tanrıça Unı’yi, Herkül’ü emzirirken gösteren ayna yazıt78
Yazıt IV: Turms ay’ının kalıcılığını anlatan yazıt HT79
78 Erişim [ http://www.maravot.com/Uni_suckling-Heracles.html ] Erişim Tarihi: 16 Temmuz 2004 79 Erişim [ http://www.maravot.com/Translation_ShortScripts_a.html]Erişim Tarihi: 16 Temmuz 2004
81
Yazıt V: Tarkinyadaki Shields mezarında bulunan, kır hayatı yaşayan insanları tasvir eden M.Ö III. yüzyıl’a ait duvar resmindeki yazıt BS80
Yazıt VI: Bronz koyun ciğeri modeli, Piacenza,81 124 X 66,5 mm ölçüsündedir.
80 Erişim [ http://www.maravot.com/Miscellaneous_Scripts.html]Erişim Tarihi: 26 Ekim 2004 81 Erişim [ http://www.cs.utk.edu/~mclennan/BA/Har.html ] Erişim Tarihi: 31 Ağustos 2004
82
Yazıt VII: Yazıt HA, Yazıt VIII: 1885’de Limni adasında Poliokhni’nin Kahin (Vatikan müzesi)82 kuzeyindeki Kaminia köyünde, bir kilise duvarında
bulunan ve M.Ö VI. yüzyıla tarihlendirilen mızrak taşıyan savaşçı mezar taşı83
Yazıt IX:52 sözcükten oluşup ilk iki tableti Etrüskçe ve üçüncü tableti iki dilli yazılan Pyrgi’de bulunmuş altın tabakalar. Çift dille yazılmış kısımda kutsallık verilmiş tanrıça Uni-Ansarte’den ve tapınağın adamasından bahseder, ancak biri diğerinin çevirisi gibidir, sürekli aynı tekrarlar yapılır.84 82 Erişim [http://www.maravot.com/Translation_Short_Scripts.html#anchor#ss.1] Erişim Tarihi: 22 Şubat 2005 83 Erişim [ http://etruskisch.de/etruscan.htm ] Erişim Tarihi: 30 Nisan 2004 84 Erişim [ http://www.comune.santamarinella.rm.it/museo/html ] Erişim Tarihi: 24 Haziran 2004
83
Yazıt X: Tarkinya’daki “Aninas” mezarında bulunan mezar yazıt AN 185
Yazıt XI: Prens Metelis heykelinin eteğindeki yazıt86
85 Erişim [http://www.maravot.com/Translation_Short_Scripts.html#anchor#ss.1] Erişim Tarihi: 22 Şubat 2005 86 Erişim [http://www.maravot.com/Miscellaneous_Scripts.html ] Erişim Tarihi: 26 Ekim 2004
ÖZET Etrüskler kendilerine “Rasena” demelerine rağmen Etrüsk kelimesi; İtalya, orta
Avrupa, Mısır ve Yunan kaynakları dahil bütün kaynaklarda ağırlıklı olarak Tur veya Tür kök kelimesinin çeşitlemesi olarak görülür.
Etrüskler M.Ö XIII yüzyıldan itibaren İtalya’ya gelmeye başlarlar ve ilk olarak
Toskana bölgesine yerleşirler. İlk şehir devletleri yaklaşık olarak M.Ö 9. yüzyılda kurulur. Onlar; güçlü, bağımsız kent devletlerinin, gevşek birliğinden oluşmuş çok merkezli bir devlet düzenine sahipti. Devlet başkanı, rahip olan ve Lucumo denen kent yöneticilerinden seçilirdi.
Etrüskler, üstün bir uygarlığa sahip olarak geldikleri İtalya’ya uzun bir süre hakim
olurlar. Hayatın her alanında başarılar gösterip, bölgeyi imar eder ve üstünlüklerini kabul ettirirler.
Etrüskler aynı zamanda denizci bir kavim idi. Akdenizin her köşesini dolaşmışlar
İtalya’dan ayrı olarak küçük bir kısmı da Mısır’da yerleşmiştir. Etrüskler, tıp ve dişçilikte zirveye ulaşmışlardı. Onlar; telkari gümüş işlemeciliği ve
gemicilikten mermere, kaliteli silah yapımından bronz eşya yapımına kadar hünerlerini sanatın her alanında göstermişlerdi. Çevrelerinde bulunan bakır, demir ve mermer gibi her türlü madeni işleyip kullanmışlardır.
Etrüskler mimaride başarılı örnekler vermişlerdir. Geniş yollar açmış, çarşılar kurmuş,
kentlerin çevresini sur ile çevirmişlerdi. Daha o dönemde atık su altyapı düzenini kurmuşlardır.
Etrüskler, aynı zamanda tarım ve hayvancılıkta da ileri gitmişlerdi. Etrüryanın
kuzeyini tarım ürünleri deposu haline getirmişlerdi. Etrüsklerin; hem alfabe hem de, başta ekonomi olmak üzere değişik alanlarda
kullanmak için rakamları ve hesap sistemi vardı. Etrüskçede bir olayı anlatmak için birden çok işaret kullanılabilir ve aynı işaret birden
çok olayı anlatabilir. Etrüsk alfabesinde 26 harf vardır. Varlığını günümüze kadar sürdürememiş ama, Latin
alfabesinin doğuşuna neden olmuştur. Etrüsk yazısı sağdan sola doğru yazılırdı.
Sözcüklerin türetilmesine, eklere ve cümle kuruluşuna bakıldığında Etrüsk dilinin bölgeye yabancı ve Türk dili gibi sondan eklemeli (agglutinante) bir Altay dili olduğu görülür. Etrüskçe belgeler genellikle mezarlardaki yazılardan elde edilmiştir.
SUMMARY Though the Etruscans name themselves as “Rasena”, the term Etruscan is mostly seen
as the varied forms of Tur or Tür in all resources including Italian, Middle Europan, Egyptian and Greek resources.
Etruscans began to move to Italy from XIII. century B.C onward and settled in Tuscany region for he first time. The first city states were established about IX. century B.C. They owned a state order composed of powerful, independent city states loose unity. The president of the country was elected from among the city governors who were priests and called Lucumo.
For a long time they dominated Italy where they had come to having a prominent civilisation. They showed great success in every field, restored the region and proved their superiority.
Etruscans were also seamen. They visited every part of Mediterranean and apart from Italy a small part settled in Egypt.
Etruscans reached the top in medicine and dentistry. They showed their skill in almost all art from the work of (telkâri) silvery and shipyard to marble, from producing arms of good quality to bronze goods. They processed and used every kind of metal around them such as iron and marble.
Etruscans gave successful samples in architecture. They constructed broad ways, bazaars and surrounded the cities with walls. They established sewage system substructure even then.
They advenced in both agriculture and husbandry. They turned the north of Etruria into the store of agricultural products.
Etruscans had numeric and accomting system in order to use in bath alphabet and in
various fields, notably in economy.
More than one sign can be used in narrating an event and the same sign can mean more than one event.
There are 26 letters in Etruscans alphabet. It hasn’t been able to survive but helped Latin emerge. Etruscan writing was from right to left direction.
Considering the derivations of words, suffixes and word order, it seems that the language is alien to the region and that it is an (agglutinante) Altay language. Etruscan documents were mostly achieved from the manuscript in the graves.
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ’NE Bu çalışma, jürimiz tarafından FRANSIZ DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM
DALI’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
İmza Yard.Doç.Dr. Nurten SARICA Başkan Yard. Doç. Dr. Nurten SARICA ………………………….
Üye (Danışman) Yard. Doç. Dr. Mustafa SARICA ………………………….
Üye Yard. Doç. Dr. Alâattin KARACA ….……………………….
ONAY : Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.
Yard. Doç. Dr. 19 / 09 / 2005 Alâattin KARACA Enstitü Müdürü