J. Vernet, Fa²lü l-Endelüs £alâ ¦e- Dýmaþk 1997, s. Ahmed ... · hayvan ve insan vücudunun...

4
91 1996, V, 479; J. Vernet, Fa²lü’l-Endelüs £alâ ¦e- šåfeti’l-øarb (trc. Nihad Rýzâ), Dýmaþk 1997, s. 24-69; Ahmed et-Tâhirî, e¹-ªýb ve’l-filâ¼a fi’l-En- delüs beyne’l-¼ikme ve’t-tecrîb, Muhammediye 1997, s. 88-89, 91, 94, 100; S. M. Imamuddin, “al-Filahah (Farming) in Muslim Spain”, IS, I/4 (1962), s. 55, 57-58, 59; G. S. Colin, “Filaha”, EI 2 (Ýng.), II, 901-902. ÿMuhammed Hiþâm en-Na‘sân TILSIM ( À א) Aktif semavî güçlerin pasif yer güçleriyle temasa geçerek onlarý etkilemesinden söz eden sanal bir ilim. ˜ Arapça’ya Grekçe telesmadan geçmiþ olup sözlükte “tabiat üstü güçlere, birta- kým sýrlara sahip olan nesne, çözülemeyen düðüm, anlamý gizli ve kapalý söz” mâna- sýna gelir. Arapça’da týlesm, týllesm, tal- sem, talism, týllism, týlsim þekillerinde kul- lanýlýr. Bazý âlimler yanlýþ olarak kelimenin Arapça tasalluttan geldiðini söylemiþtir (Taþköprizâde, I, 365; Keþfü’¾-¾unûn, II, 1114). Arapça’dan Batý dillerine talisman biçiminde geçen týlsým karþýlýðýnda Latin- ce’de amulet kelimesi (takdis edilmiþ, ta- biat üstü güce sahip nesne) yer alýr. Türk- ler arasýnda bu mânada hamail, efsun ve büyü kelimeleri yaygýndýr. Týlsým Anado- lu folklorunda “büyünün etkisini saðlayan araç, define vb. gizli þeyleri bulmaya, ka- palý kapýlarý açmaya yarayan söz, kadýnla- rýn nazardan ve kötülüklerden korunmak için baþlarýna taktýklarý metal süs eþyasý” mânasýnda kullanýlýr. Týlsým terim olarak “uygun zaman ve konumdaki aktif sema- vî kuvvetlerin pasif yer güçleriyle temasa geçerek onlarý etkilemesi keyfiyeti” diye tanýmlanýr. Ýbn Haldûn’a göre beþerî ne- fisler semavî güçlerden (feleklerin mizacýn- dan), unsurlardan veya sayýlarýn havassýn- dan yardým alarak yahut yardým almadan unsurlar âleminde etkili olabilir. Birincisi- ne týlsým, ikincisine sihir denilir (Mušaddi- me, III, 1147). Týlsýmýn ilm-i nücûm ve si- hirle ilgili iki türünün bulunduðunu kayde- den Taþköprizâde birincisini “fiile uygun zaman ve konumda faal semavî güçlerin edilgen yer kuvvetleriyle terkibi keyfiyeti- ni konu edinen ilim”, ikincisini “ta‘vize adý verilen yaprak, taþ, deri ve kâðýt gibi mad- deler üzerine yazýlmýþ / kazýlmýþ yazý, sa- yý, resim, çizgi ve iþaretlerin keyfiyetinden bahseden ilim” diye tarif eder (Mevzûâ- tü’l-ulûm, I, 365). Kâtib Çelebi ise kevn ve fesad âleminde týlsýmdan beklenen etki- yi saðlayacak olaðan üstü iþleri baþarmak için tütsü, buhur vb. ruhaniyeti arttýrýcý yol- lara baþvurulduðunu, ilke ve sebepleri bilin- diði için týlsýmýn kaynaðýnýn sihre göre da- ha belirgin, faydasýnýn ise açýk, ancak ger- çekleþtirilmesinin çok zor olduðunu kay- deder (Keþfü’¾-¾unûn, II, 1114-1115). Sey- yid Þerîf el-Cürcânî’ye göre mýknatýsýn de- miri, kehribarýn saman çöpünü çekmesi, sirkenin taþý eritmesi ve Türkler arasýnda bilinen yaðmur çeken taþ örneklerinde gö- rüldüðü gibi semavî kuvvetlerle yer güç- leri arasýndaki denge doðru biçimde ku- rulduðunda týlsým gibi garip hadiselerin meydana gelmesi muhtemeldir (Þer¼u’l- Mevâšýf, VIII, 237). Tehânevî týlsýmý, “yer güçleri ile bir araya gelmesi neticesinde olaðan üstü iþ yapabilme gücünü kazan- ma keyfiyeti” olarak tanýmlar (Keþþâf, II, 1138-1139). Ýbn Hazm týlsýmýn eþyanýn ta- biatýný deðiþtirme ve gözbaðcýlýk faaliyeti olarak deðil soðuðun sýcakla, sýcaðýn so- ðukla giderilmesi örneklerinde görüldüðü gibi Allah’ýn terkip ettiði güçler vasýtasýyla vuku bulan tabii bir hadise olduðunu söy- ler; dolayýsýyla onun önlenmesi mümkün deðildir. Ayrýca ay akrep burcuna girdiðin- de bir mühür üzerine akrep resmini ka- zýyýp üstünde taþýyan kiþiyi akrebin sok- mayacaðý, bu yöntemle Sarakuþ bölgesine (Maðrib) yýlanlarýn girmesinin önlendiði þeklindeki inançlara da yer verir (el-Fa½l, V, 4). Týlsým yapmak için yýldýzlarýn yerini ve tabiatlarýný bilmek, fiile uygun zaman ve konumdaki yýldýzý seçmek, yýldýzýn delâlet ettiði, týlsýmla yapýlmak istenen iþin nite- liðine uygun bir sembol edinmek gerekir. Bu semboller insanlarý koruduðuna veya uður getirdiðine inanýlan göz, el, saç, diþ, týrnak, boynuz, kemik, taþ gibi genelde hayvan ve insan vücudunun bazý kýsýmla- rý ya da yüzük, madalyon, at nalý, mermi, muska ve yazý gibi insan yapýmý objeler olabilir (TA, XXXI, 182). Týlsým iþleminin dayanýklý ve aþýrý ses çýkarmayan objeler- le yapýlmasý tercih edilir. Çünkü ses kon- santrasyonu bozar; kemik ve tahta gibi çürüyüp bozulan nesneler iþlemin etkisi- nin devamýný engeller. Týlsým yapýlýrken or- tamýn ruhaniyetini güçlendirmek için tüt- süler yakýlýr. Týlsýmlarýn üzerinde ilâh isim- leri, melek adlarý, Kur’an âyetleri, astro- lojik semboller, kabalistik iþaretler, büyü daireleri, fal iþaretleri, insan ve hayvan fi- gürleri gibi iþaretler bulunur. Osmanlý pa- diþahlarý düþmandan korunmak amacýyla savaþlarda üzerinde deðiþik dualarýn ve Kur’an’dan sûrelerin yazýlý olduðu týlsýmlý gömlekler giyerlerdi. Týlsým objeleri göm- lek þeklinde giyildiði, hamail þeklinde ta- vanlar, bitkiler, aðaçlar, meyveler ve örnek üretim usulleri konusunda teorik ve de- neysel bilgiler verir. Týðnerî eski Yunanlý- lar’ýn, Araplar’ýn ve diðer milletlerin zira- ata dair eserlerinden elde ettiði bilgileri þahsî tecrübeleriyle geliþtirerek deðerlen- dirmiþtir. Yer altý sularýndan yararlanma, kuyu kazma, ekim ve hasat zamaný ve yöntemleri, bitki ve ürünlerin verim ve ka- litesini arttýrma, bunlarý âfet ve hastalýk- lardan koruma yollarý eserde ele alýnan di- ðer konulardýr. Kitapta ayrýca bitkilerin ve tarýmsal ürünlerin hangi hastalýklara iyi geldiðine iþaret edilmiþtir. Müellifin ya- rarlandýðý kaynaklar arasýnda Ýbn Vahþiy- ye’nin el-Filâ¼atü’n-Naba¹iyye’si, Ýbn Bassâl’in Kitâbü’l-Filâ¼a’sý, Ýbn Vâfid el- Lahmî’nin el-Mecmû£ fi’l-filâ¼a’sý, Ebû Bekir er-Râzî’nin el-¥âvî’si, Câbir b. Hay- yân’ýn el-ƒavâ½ ve e¹-ªýlsýmât adlý eser- leri, Ali b. Rabben et-Taberî’nin Firdev- sü’l-¼ikme’si ve Ýbn Mâseveyh’in eserleri anýlabilir. Týðnerî, eserini telif ederken Aris- to’ya nisbet edilen Kitâbü’n-Nebât’ý, Kus- tâ b. Lûka’nýn el-Filâ¼atü’l-Yûnâniyye’- si (el-Filâ¼atü’r-Rûmiyye), Anatolius’un Ki- tâbü’l-ƒizâne’si yanýnda Batlamyus, Câ- lînûs, Democritos gibi filozof ve bilginle- rin eserleriyle müellifini zikretmediði el- Filâ¼atü’l-Hindiyye adlý kitaba da baþ- vurmuþtur. Zehretü’l-bustân, Expiracion Garcia-Sanchez (Madrid 2000) ve Muham- med Mevlûd el-Meþhedânî (Dýmaþk 1422/ 2001) tarafýndan neþredilmiþtir. Ýbn Liyûn et-Tücîbî’nin ziraata dair meþhur manzu- mesinde bu eserin metnini esas aldýðýný ileri süren Ahmed et-Tâhirî onun Zehre- tü’l-bustân üzerine yazdýðý ihtisarý da neþ- retmiþtir (bk. bibl.). BÝBLÝYOGRAFYA : Týðnerî, Zehretü’l-bustân ve nüzhetü’l-e×hân (nþr. E. Garcia-Sanchez), Madrid 2000; a.e. (nþr. M. Mevlûd el-Meþhedânî), Dýmaþk 1422/2001; Ýbn Bessâm eþ-Þenterînî, e×-¬aÅîre, I/2, s. 805; Ýbn Liyûn, ÝÅti½ârât min Kitâbi’l-Filâ¼a (nþr. Ah- med et-Tâhirî), Dârülbeyzâ 1422/2001, neþrede- nin giriþi, s. 8-9, 21-22, 44-63; Ýbnü’l-Hatîb, el- ݼâ¹a, I, 129; II, 282; Hediyyetü’l-£ârifîn, II, 74; βâ¼u’l-meknûn, I, 619; Sâmî Halef Hamârneh, TârîÅu türâ¦i’l-£ulûmi’¹-¹ýbbiyye £inde’l-£Arab ve’l-müslimîn, Amman 1406/1986, s. 361; Beþîr Atýyye, “el-Kitâbâtü’l-.Arabiyyetü’l-kadîme fi’l- filâha”, Ýshâmâtü’l-£Arab fî £ilmi’l-filâ¼a, Küveyt 1408/1988, s. 10, 20-21, 38-39; Abdüllatîf Ubeyd, “el-Medresetü’l-filâhiyye bi’l-Endelüs fi’l-kar- neyni’l-pâmis ve’s-sâdis li’l-hicre”, a.e., s. 407; E. Garcia-Sanchez, “Agricultura y Legislacion Is- lamica: El Prologo del Kitab Zuhrat al-Bustan de al-Tighnarý”, Ciencias de la Naturaleza en al-An- dalus: Textos y Estudios (ed. E. Garcia-Sanchez), Granada 1990, s. 179-193; a.mlf., “al-Tignarý”, EI 2 (Ýng.), X, 479-480; Züheyr Humeydân, A£lâ- mü’l-¼aŠâreti’l-£Arabiyyeti’l-Ýslâmiyye, Dýmaþk TILSIM

Transcript of J. Vernet, Fa²lü l-Endelüs £alâ ¦e- Dýmaþk 1997, s. Ahmed ... · hayvan ve insan vücudunun...

Page 1: J. Vernet, Fa²lü l-Endelüs £alâ ¦e- Dýmaþk 1997, s. Ahmed ... · hayvan ve insan vücudunun bazý kýsýmla-rý ya da yüzük, madalyon, at nalý, mermi, muska ve yazý gibi

91

1996, V, 479; J. Vernet, Fa²lü’l-Endelüs £alâ ¦e-šåfeti’l-øarb (trc. Nihad Rýzâ), Dýmaþk 1997, s.24-69; Ahmed et-Tâhirî, e¹-ªýb ve’l-filâ¼a fi’l-En-delüs beyne’l-¼ikme ve’t-tecrîb, Muhammediye1997, s. 88-89, 91, 94, 100; S. M. Imamuddin,“al-Filahah (Farming) in Muslim Spain”, IS, I/4(1962), s. 55, 57-58, 59; G. S. Colin, “Filaha”, EI 2

(Ýng.), II, 901-902.

ÿMuhammed Hiþâm en-Na‘sân

– —TILSIM( ���Àא� )

Aktif semavî güçlerinpasif yer güçleriyle temasa geçerek

onlarý etkilemesinden söz edensanal bir ilim.

˜ ™

Arapça’ya Grekçe telesmadan geçmiþolup sözlükte “tabiat üstü güçlere, birta-kým sýrlara sahip olan nesne, çözülemeyendüðüm, anlamý gizli ve kapalý söz” mâna-sýna gelir. Arapça’da týlesm, týllesm, tal-sem, talism, týllism, týlsim þekillerinde kul-lanýlýr. Bazý âlimler yanlýþ olarak kelimeninArapça tasalluttan geldiðini söylemiþtir(Taþköprizâde, I, 365; Keþfü’¾-¾unûn, II,1114). Arapça’dan Batý dillerine talismanbiçiminde geçen týlsým karþýlýðýnda Latin-ce’de amulet kelimesi (takdis edilmiþ, ta-biat üstü güce sahip nesne) yer alýr. Türk-ler arasýnda bu mânada hamail, efsun vebüyü kelimeleri yaygýndýr. Týlsým Anado-lu folklorunda “büyünün etkisini saðlayanaraç, define vb. gizli þeyleri bulmaya, ka-palý kapýlarý açmaya yarayan söz, kadýnla-rýn nazardan ve kötülüklerden korunmakiçin baþlarýna taktýklarý metal süs eþyasý”mânasýnda kullanýlýr. Týlsým terim olarak“uygun zaman ve konumdaki aktif sema-vî kuvvetlerin pasif yer güçleriyle temasageçerek onlarý etkilemesi keyfiyeti” diyetanýmlanýr. Ýbn Haldûn’a göre beþerî ne-fisler semavî güçlerden (feleklerin mizacýn-dan), unsurlardan veya sayýlarýn havassýn-dan yardým alarak yahut yardým almadanunsurlar âleminde etkili olabilir. Birincisi-ne týlsým, ikincisine sihir denilir (Mušaddi-me, III, 1147). Týlsýmýn ilm-i nücûm ve si-hirle ilgili iki türünün bulunduðunu kayde-den Taþköprizâde birincisini “fiile uygunzaman ve konumda faal semavî güçlerinedilgen yer kuvvetleriyle terkibi keyfiyeti-ni konu edinen ilim”, ikincisini “ta‘vize adýverilen yaprak, taþ, deri ve kâðýt gibi mad-deler üzerine yazýlmýþ / kazýlmýþ yazý, sa-yý, resim, çizgi ve iþaretlerin keyfiyetindenbahseden ilim” diye tarif eder (Mevzûâ-tü’l-ulûm, I, 365). Kâtib Çelebi ise kevn vefesad âleminde týlsýmdan beklenen etki-yi saðlayacak olaðan üstü iþleri baþarmak

için tütsü, buhur vb. ruhaniyeti arttýrýcý yol-lara baþvurulduðunu, ilke ve sebepleri bilin-diði için týlsýmýn kaynaðýnýn sihre göre da-ha belirgin, faydasýnýn ise açýk, ancak ger-çekleþtirilmesinin çok zor olduðunu kay-deder (Keþfü’¾-¾unûn, II, 1114-1115). Sey-yid Þerîf el-Cürcânî’ye göre mýknatýsýn de-miri, kehribarýn saman çöpünü çekmesi,sirkenin taþý eritmesi ve Türkler arasýndabilinen yaðmur çeken taþ örneklerinde gö-rüldüðü gibi semavî kuvvetlerle yer güç-leri arasýndaki denge doðru biçimde ku-rulduðunda týlsým gibi garip hadiselerinmeydana gelmesi muhtemeldir (Þer¼u’l-Mevâšýf, VIII, 237). Tehânevî týlsýmý, “yergüçleri ile bir araya gelmesi neticesindeolaðan üstü iþ yapabilme gücünü kazan-ma keyfiyeti” olarak tanýmlar (Keþþâf, II,1138-1139). Ýbn Hazm týlsýmýn eþyanýn ta-biatýný deðiþtirme ve gözbaðcýlýk faaliyetiolarak deðil soðuðun sýcakla, sýcaðýn so-ðukla giderilmesi örneklerinde görüldüðügibi Allah’ýn terkip ettiði güçler vasýtasýylavuku bulan tabii bir hadise olduðunu söy-ler; dolayýsýyla onun önlenmesi mümkündeðildir. Ayrýca ay akrep burcuna girdiðin-de bir mühür üzerine akrep resmini ka-zýyýp üstünde taþýyan kiþiyi akrebin sok-mayacaðý, bu yöntemle Sarakuþ bölgesine(Maðrib) yýlanlarýn girmesinin önlendiðiþeklindeki inançlara da yer verir (el-Fa½l,V, 4).

Týlsým yapmak için yýldýzlarýn yerini vetabiatlarýný bilmek, fiile uygun zaman vekonumdaki yýldýzý seçmek, yýldýzýn delâletettiði, týlsýmla yapýlmak istenen iþin nite-liðine uygun bir sembol edinmek gerekir.Bu semboller insanlarý koruduðuna veyauður getirdiðine inanýlan göz, el, saç, diþ,týrnak, boynuz, kemik, taþ gibi geneldehayvan ve insan vücudunun bazý kýsýmla-rý ya da yüzük, madalyon, at nalý, mermi,muska ve yazý gibi insan yapýmý objelerolabilir (TA, XXXI, 182). Týlsým iþleminindayanýklý ve aþýrý ses çýkarmayan objeler-le yapýlmasý tercih edilir. Çünkü ses kon-santrasyonu bozar; kemik ve tahta gibiçürüyüp bozulan nesneler iþlemin etkisi-nin devamýný engeller. Týlsým yapýlýrken or-tamýn ruhaniyetini güçlendirmek için tüt-süler yakýlýr. Týlsýmlarýn üzerinde ilâh isim-leri, melek adlarý, Kur’an âyetleri, astro-lojik semboller, kabalistik iþaretler, büyüdaireleri, fal iþaretleri, insan ve hayvan fi-gürleri gibi iþaretler bulunur. Osmanlý pa-diþahlarý düþmandan korunmak amacýylasavaþlarda üzerinde deðiþik dualarýn veKur’an’dan sûrelerin yazýlý olduðu týlsýmlýgömlekler giyerlerdi. Týlsým objeleri göm-lek þeklinde giyildiði, hamail þeklinde ta-

vanlar, bitkiler, aðaçlar, meyveler ve örneküretim usulleri konusunda teorik ve de-neysel bilgiler verir. Týðnerî eski Yunanlý-lar’ýn, Araplar’ýn ve diðer milletlerin zira-ata dair eserlerinden elde ettiði bilgileriþahsî tecrübeleriyle geliþtirerek deðerlen-dirmiþtir. Yer altý sularýndan yararlanma,kuyu kazma, ekim ve hasat zamaný veyöntemleri, bitki ve ürünlerin verim ve ka-litesini arttýrma, bunlarý âfet ve hastalýk-lardan koruma yollarý eserde ele alýnan di-ðer konulardýr. Kitapta ayrýca bitkilerin vetarýmsal ürünlerin hangi hastalýklara iyigeldiðine iþaret edilmiþtir. Müellifin ya-rarlandýðý kaynaklar arasýnda Ýbn Vahþiy-ye’nin el-Filâ¼atü’n-Naba¹iyye’si, ÝbnBassâl’in Kitâbü’l-Filâ¼a’sý, Ýbn Vâfid el-Lahmî’nin el-Mecmû£ fi’l-filâ¼a’sý, EbûBekir er-Râzî’nin el-¥âvî’si, Câbir b. Hay-yân’ýn el-ƒavâ½ ve e¹-ªýlsýmât adlý eser-leri, Ali b. Rabben et-Taberî’nin Firdev-sü’l-¼ikme’si ve Ýbn Mâseveyh’in eserlerianýlabilir. Týðnerî, eserini telif ederken Aris-to’ya nisbet edilen Kitâbü’n-Nebât’ý, Kus-tâ b. Lûka’nýn el-Filâ¼atü’l-Yûnâniyye’-si (el-Filâ¼atü’r-Rûmiyye), Anatolius’un Ki-tâbü’l-ƒizâne’si yanýnda Batlamyus, Câ-lînûs, Democritos gibi filozof ve bilginle-rin eserleriyle müellifini zikretmediði el-Filâ¼atü’l-Hindiyye adlý kitaba da baþ-vurmuþtur. Zehretü’l-bustân, ExpiracionGarcia-Sanchez (Madrid 2000) ve Muham-med Mevlûd el-Meþhedânî (Dýmaþk 1422/2001) tarafýndan neþredilmiþtir. Ýbn Liyûnet-Tücîbî’nin ziraata dair meþhur manzu-mesinde bu eserin metnini esas aldýðýnýileri süren Ahmed et-Tâhirî onun Zehre-tü’l-bustân üzerine yazdýðý ihtisarý da neþ-retmiþtir (bk. bibl.).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Týðnerî, Zehretü’l-bustân ve nüzhetü’l-e×hân(nþr. E. Garcia-Sanchez), Madrid 2000; a.e. (nþr.M. Mevlûd el-Meþhedânî), Dýmaþk 1422/2001;Ýbn Bessâm eþ-Þenterînî, e×-¬aÅîre, I/2, s. 805;Ýbn Liyûn, ÝÅti½ârât min Kitâbi’l-Filâ¼a (nþr. Ah-med et-Tâhirî), Dârülbeyzâ 1422/2001, neþrede-nin giriþi, s. 8-9, 21-22, 44-63; Ýbnü’l-Hatîb, el-ݼâ¹a, I, 129; II, 282; Hediyyetü’l-£ârifîn, II, 74;βâ¼u’l-meknûn, I, 619; Sâmî Halef Hamârneh,TârîÅu türâ¦i’l-£ulûmi’¹-¹ýbbiyye £inde’l-£Arabve’l-müslimîn, Amman 1406/1986, s. 361; BeþîrAtýyye, “el-Kitâbâtü’l-.Arabiyyetü’l-kadîme fi’l-filâha”, Ýshâmâtü’l-£Arab fî £ilmi’l-filâ¼a, Küveyt1408/1988, s. 10, 20-21, 38-39; Abdüllatîf Ubeyd,“el-Medresetü’l-filâhiyye bi’l-Endelüs fi’l-kar-neyni’l-pâmis ve’s-sâdis li’l-hicre”, a.e., s. 407;E. Garcia-Sanchez, “Agricultura y Legislacion Is-lamica: El Prologo del Kitab Zuhrat al-Bustan deal-Tighnarý”, Ciencias de la Naturaleza en al-An-dalus: Textos y Estudios (ed. E. Garcia-Sanchez),Granada 1990, s. 179-193; a.mlf., “al-Tignarý”,EI 2 (Ýng.), X, 479-480; Züheyr Humeydân, A£lâ-mü’l-¼aŠâreti’l-£Arabiyyeti’l-Ýslâmiyye, Dýmaþk

TILSIM

Page 2: J. Vernet, Fa²lü l-Endelüs £alâ ¦e- Dýmaþk 1997, s. Ahmed ... · hayvan ve insan vücudunun bazý kýsýmla-rý ya da yüzük, madalyon, at nalý, mermi, muska ve yazý gibi

92

TILSIM

yapýlan þifa týlsýmýdýr. Asur-Bâbil dönemin-den kalan örnekler ise Nippur’da bulunanmetinlerden gelmektedir. Maklu ve Þupu,Uttuki Limnuti ve Lamaþtu adlarýyla bili-nen metinlerde birçok þeye ait týlsým for-mülasyonlarý vardýr. Gerek Sumer gerek-se Asur-Bâbil kültüründe týlsýmlarýn el ve-ya ay figürü, yuvarlak þekiller olmak üzeretaþtan veya metalden yapýldýðý, boyuna,kola ve evlere asýldýðý bilinmektedir. EskiMýsýr’da týlsým amacýyla kullanýlan en yay-gýn nesneler taþtan veya metalden yapýl-mýþ “horusun gözü”, pislik böceði figürlerive Ýsis heykelcikleridir. Bu eþyalar günde-lik hayatta bedende veya evlerde kullanýl-dýðý gibi mumyalarýn yanýna da konurdu.

Eski Ahid’de týlsým özelliði taþýyan nes-nelere yönelik ilk referans Tesniye’de ge-çen (6/8-9 ve 22/12) koruyucu figürlerdir.Hâkimler’deki (8/25-26), vücuda asýlan hi-lâl þeklinde nesnelerle küpeler de büyükihtimalle týlsým diye kullanýlmaktaydý. Tal-mud’da týlsýmý anlatan kelime baðlamakanlamýndaki “kimie”dir. Muhtemelen kö-tü güçlerden gelen saldýrýyý önlemeyi içe-ren bu kavram Talmud’da sýkça tekrar edi-lir. Bu baðlamda týlsým özelliði olan nesne-ler kola, boyuna, kulaða veya omuza asý-labilmektedir. Bu týlsýmlarýn hayvanlara daasýldýðý bilinmektedir. Týlsým özelliði taþý-yan nesnelerin çoðunlukla -seküler ve uh-revî âlemleri birbirinden koparan / ayýranmetal olma niteliðine sahip var sayýmýy-la- demirden yapýldýðýna dair bilgiler var-dýr (Talmud, Sanhedrin, 22a, 15). Antik-çað’lardan günümüze kadar gelen en yay-

gýn yahudi týlsýmý genellikle kapý üstlerineasýlan Mezuza’dýr. Týlsým Yahudiliðin mis-tik yaklaþýmlara önem veren kabala eko-lünde de yaygýndýr. Hýristiyanlýk’ta YeniAhid’de veya ilk Patristik literatürde týl-sýmla ilgili fazla referans yoktur. Ortaçað’-lardan itibaren yaygýnlaþan týlsým biçim-leri haç motifleridir. Anglosakson ve Ger-men halklarýnda sýkça rastlanan at nalý vedört yapraklý yonca motifleri daha çok ye-rel geleneði yansýtýr.

Öte yandan týlsým kelimesinin kökününYunanca oluþu bu iþlemin Yunan kültürüy-le irtibatýný ortaya koyar. Eflâtun’a nisbetedilen Kitâbü’n-Nevâmîs, Kitâbü ¥âfi-yatý Eflâ¹ûn, Kitâbü Elvâ¼i’l-cevâhir,Kitâbü’¾-æahri’l-fâßi¼ ve’n-nûrü’l-lâßi¼;Aristo’ya nisbet edilen Kitâbü’¹-ªýlasmât,Kitâbü’t-Timavus fî £ilmi’s-si¼r £alâ ¹arî-kati’l-Yûnân, Risâletü’l-¼urûf li’l-mu£al-limi’l-evvel; Aristo ve Batlamyus’a nis-bet edilen Kitâbü’l-Kenzi’l-a£¾am adlýeserler büyüsel konularý içeren literatüriçinde zikredilir (Ullmann, s. 364-368). Ha-life Mu‘tasým-Billâh Ammûriye Kalesi’nifethettiðinde (223/838) buradaki AntiokosManastýrý’nda bir sandýk bulunmuþ, Bü-yük Ýskender’e ait olduðu tahmin edilenbu sandýktan Grek ve Roma dilleriyle ya-zýlmýþ bir kitap çýkmýþtýr. Hermes’e daya-nan bu kitap Belinus tarafýndan Aristo’-ya, onun vasýtasýyla da Ýskender’e ulaþtý-rýlmýþtýr. On bölümden oluþan kitabýn 5-7. bölümleri týlsým konusuna ayrýlmýþtýr(a.g.e., s. 377). Adý Ýslâm dünyasýnda Bu-lunyûs (Bulunyâs) þeklinde geçen bu kiþi(Ýbnü’n-Nedîm, s. 372) Tyanalý Apolloniosolup “sâhibü’t-tilesmât” lakabýyla anýlmak-taydý. Kaynaklarda bu kiþinin fýrtýna, yýlan,akrep vb. þeylerden korunmak amacýylaçeþitli týlsýmlar geliþtirdiðine dair rivayet-ler yer almaktadýr. Fuat Sezgin, Paris yaz-malarýnda Belînûs el-Ekber adýna kayýtlýbir týlsým kitabý bulunduðunu söylemek-tedir (GAS, III, 77-91). Ýslâm dünyasýndaBelînûs ismiyle birçok eser yazýlmýþ olupÝbnü’n-Nedîm bunlardan Kitâb fîmâ £ami-lehû bi-medînetih ve bi-memâliki’l-mü-lûk’e yer verir. Belînûs, Pers Kralý Kubâd’ýnemrinde Medâin, Hemedan, Kum ve Ýs-fahan þehirlerini felâketlerden ve zararlý-lardan korumak için çeþitli týlsýmlar yap-mýþtýr. Oðlu Astumûna için yazdýðý Kitâ-bü’¹-ªalâsimi’l-ekber’de gündüz ve ge-ce saatlerinden, günler, aylar ve yýllardankoruyan semavî varlýklarýn emir altýna alýn-masý konu edinilmektedir. Mu½¼afü’l-£a½radlý risâlesinde ise ayýn yirmi sekiz men-zili esas alýnarak yapýlan týlsýmlara yer ve-rilmektedir. Yine kaynaklarda Belînûs’a nis-

þýndýðý gibi üçgen, dörtgen, çokgen ya dayuvarlak biçimlerde yapýlan cetvel veyamuska olarak mahfazalar içinde çanta vecüzdanlarda taþýnýr; tarla, çatý, eþik üze-ri, yastýk ve yorgan arasý gibi yerlerde sak-lanýrdý.

Týlsýmcýlar týlsýmýn etkisinin insanlarlasýnýrlý kalmadýðýný, vahþi hayvanlar, kuþlarve haþarata, hatta rüzgâr, deniz dalgala-rý ve yaðmur gibi tabiat hadiselerine deuzandýðýný iddia etmektedir. Kaynaklardabu etkilere iliþkin birçok örnek yer almak-tadýr. Câhiz Kitâbü’l-¥ayevân’da (V, 397),Humus þehrini ziyaret ettiðinde kendisi-ne týlsým sayesinde þehirlerinde akrep bu-lunmadýðýný, ayný sebeple Medînetülende-lüsiye’ye yýlanlarýn girmediðini söyledikle-rini kaydetmekte, ancak bu iddialarý saç-ma bularak bahsedilen þehirlerde akrepve yýlan olmamasýný yaþayacaklarý uygunortamýn yokluðuna baðlamaktadýr. Ayrýcakaynaklarda týlsým sebebiyle serçelerin Ez-her Üniversitesi’nde yuva yapamadýðý, çay-laklarýn Ýskenderiye’ye giremediði þeklin-de inançlar da yer alýr (el-Æåmûsü’l-Ýslâmî,IV, 527-528). Kuzey Mýsýr’da Berârî mev-kiinde insanlarýn giysilerini parçalayan, ça-yýrda otlayan koyunlarýn karýnlarýný yara-rak baðýrsaklarýný yerlere seren “beâcîn”(yaralayanlar, deþenler) adýnda sihirbazlargördüðünü kaydeden Ýbn Haldûn Hint, Su-dan ve Türk topraklarýnda iþaretle insan-larýn kalbini yerinden koparýp yok eden,nar meyvesinin içindeki taneleri ortadankaldýran, bulutlarý yönlendirip belirli top-raklara yaðmur yaðdýran kiþilerin yaþadý-ðýnýn kendisine nakledildiðini belirtmekte,bu tür örneklere Ebû Mesleme el-Mecrî-tî’nin øåyetü’l-¼akîm’inde ve Fahreddiner-Râzî’nin es-Sýrrü’l-mektûm’unda çok-ça yer verildiðini bildirmektedir (Mušad-dime, III, 1152-1155).

Ne zaman ve nasýl ortaya çýktýðý tambilinmese de týlsýmla ilgili inançlar, her-hangi bir olgu ve onu sembolize eden nes-ne arasýnda ayniliðin bulunduðuna inaný-lan animistik zihniyetin ürettiði sihrî biranlayýþýn uzantýsý biçiminde düþünülmek-tedir. Böylece herhangi bir þeyi sembolizeeden nesne onun orijinaline etki edeceksihrî bir benzerlik / sempati tesirine sa-hip olmaktadýr. Büyüsel ve mistik zihni-yetin egemen olduðu çaðlarda ortaya çý-kan bu gelenek, tarihî þartlar içinde yeni-den düzenlenip þekillendirilmek günümü-ze kadar varlýðýný sürdürmüþtür. Týlsýmlailgili ilk tarihsel referanslar Sumer uygar-lýðýnýn III. Ur dönemine ait metinlerde or-taya çýkar. Bunlardan ilki Kral Gudea’nýnoðlu Sukal’ýn hastalýktan kurtulmasý için

Þehzade Selim (II) için Derviþ Ahmed b. Süleyman tarafýn-

dan 972 (1564-65) yýlýnda hazýrlanan þifa gömleði (TSM, En-vanter nr. 13/1133)

Page 3: J. Vernet, Fa²lü l-Endelüs £alâ ¦e- Dýmaþk 1997, s. Ahmed ... · hayvan ve insan vücudunun bazý kýsýmla-rý ya da yüzük, madalyon, at nalý, mermi, muska ve yazý gibi

93

“Mushafü’z-Zuhal”, “Mushafü’l-Kamer” gi-bi adlar altýnda muhafaza edilmiþtir (Ull-mann, s. 420). Ayrýca Kirîton’un taþlararesmi kazýnan yýldýzlara ait ruhanîleri an-latan Kitâbü Tefsîri’¹-¹ýlasmâti’r-rû¼a-niyye’si, Utârid b. Muhammed el-Kâtib’inKitâbü ƒavâ½½i’l-a¼câr ve menâfi£ihâve mâ yunšaþu £aleyhâ mine’¹-¹ýlasmâ¹ve ³ayri ×âlike mine’l-menâfi£ ve’l-Åa-vâ½½i’þ-þerîfe’si, Sâbit b. Kurre’nin Mašå-le fi’¹-¹ýlasmât’ý (a.g.e., s. 424), Ahmedb. Ali el-Bûnî’nin ªýlsýmü’l-esrâr ve ken-zü’l-envâr’ý ile Þemsü’l-ma£ârif ve le-tâßifü’l-£avârif’i, Ebü’l-Kasým el-Irâký’nin£Uyûnü’l-¼ašåßiš ve î²â¼u’¹-¹arâßiš’ý,Muhammed b. el-Hâc et-Tilimsânî’nin Þü-mûsü’l-envâr ve künûzü’l-esrâr’ý zik-redilebilir. Ayný konuda Sekkâkî’nin güzelbir kitabýnýn bulunduðunu kaydeden Kâ-tib Çelebi, Molla Ýlyâs’ýn ªýlsýmü’l-£avnfi’d-devâß ve’½-½avn £ani’t-tâ£ûn ve’l-ve-bâß adlý eseriyle, müellifleri belli olmayanªýlsýmü’l-eþbâh fî kenzi’l-ervâ¼ ve e¹-ªýlsýmü’l-ma½ûn ve’l-lüßlüßü’l-maÅzûnadlý eserlere de yer verir (Keþfü’¾-¾unûn,II, 1115). Bu eserlerin içeriði, gök cisimle-rinin canlý ve faal olduklarý ve yeryüzünehükmettikleri telakkisine dayanýr. Bazýla-rý doðrudan yýldýzlarý ve felekleri devreyesokarken bazýlarý bunlarýn yerine melek-lere rol vermektedir. Eserde yýllarý, aylarýve haftanýn günlerini yöneten melekler-den söz edilmektedir. Ancak bu literatür-de geçen isimler Talih-Ýlih, Kaytar-Maytar,Kintaþ-Yakintaþ þeklinde tekrarlar olup Ýs-lâm kaynaklarýndaki adlandýrmalarla ör-tüþmemektedir. Söz konusu literatürde

çokça geçen bir isim de Metatron diyeadlandýrýlan ve bazan Müþteri, bazan daUtârid gezegenini idare ettiði kabul edi-len melektir. Bazýlarý ise Kur’an’da adlarýgeçen Hârût ile Mârût’u týlsýmla iliþkilen-dirmektedir (bk. SÝHÝR).

Genel olarak büyü türlerinden týlsýmýnMezopotamya’da, esrâr-ý hurûfun Yunan’-da, sihrin (cinleri kullanma suretiyle bü-yü yapma) Araplar’da ve þa‘bezenin (nefsigüçlendirme suretiyle büyü yapma) Hint’-te ortaya çýktýðý kabul edilir. Bunlarýn birkýsmý yer kaynaklý, bir kýsmý gök kaynaklýsayýlmakta, týlsým gök kaynaklýlar arasýn-da yer almakta ve ilâhî dinlerin tahrifi so-nucu ortaya çýkmýþ bir inanç olma ihtima-linden söz edilmektedir. Þöyle ki, baþlan-gýçta Allah’ýn yaratma ve yönetmesinebaðlanan olaylar daha sonra Allah yerinegök cisimlerine nisbet edilmeye baþlan-mýþtýr. Buradaki “semavîlik” gök cisimlerikadar Allah’a da iþaret etmektedir. Bazý-larý ise týlsýmla totemizmdeki mâna gücüarasýnda irtibat kurmakta, týlsým için kul-lanýlan objelerde gizli güç bulunduðunu id-dia etmektedir. Ayrýca týlsýmýn toplumsalkabule ve psikolojik þartlanmaya dayandý-ðýný söyleyenler de vardýr. Ýslâm dini bun-larýn bir kýsmýný itikadî, bir kýsmýný ahlâkîgerekçelerle yasaklamýþtýr. Kur’ân-ý Kerîm’-de ve hadislerde büyünün bütün çeþitlerimenedilmiþ (Buhârî, “Vesâyâ”, 23, “Týb”,48; Müslim, “Îmân”, 145), Allah dilemedik-çe kimsenin kimseye fayda veya zarar ve-remeyeceði, büyücüde olaðan üstü bir gü-cün bulunmadýðý vurgulanmýþtýr (Tâhâ 20/69). Büyü çeþitlerini haramdan mubahadoðru sýralayan Fahreddin er-Râzî ilk sýra-ya týlsýmý koymuþtur. Ona göre týlsým yýl-dýz ve gezegenlere tapan, bunlarý müdeb-bir kabul eden topluluklarýn inançlarýnýnürünüdür (Æý½½atü’s-si¼r, s. 39-46). Ýbn Hal-dûn ise þa‘bezenin aksine sihir ve týlsýmýnbir gerçekliðinin olduðunu kaydetmekte,ancak bunlarý yapanlarýn Allah’a göster-meleri gereken dua ve tâzimi yýldýz ve ge-zegenlere gösterdikleri için küfre düþtük-lerini bildirmektedir (Mušaddime, III, 1147-1158). Ýslâm âlimleri sihirden korunmakiçin Muavvizeteyn’i okumayý tavsiye et-mektedir. Ayrýca Fâtiha, Yâsîn, Âyetü’l-kürsî (2/256) ve Âyetü’l-arþ (9/129) gibi sû-re ve âyetleri okumayý veya yazýlý þekilleri-ni yanýnda bulundurmayý önermektedir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Tehânevî, Keþþâf (Dahrûc), II, 1138-1139; TheBabylonian Talmud, London 1978, XII, 119-124; Câhiz, Kitâbü’l-¥ayevân, V, 397; Fârâbî, ݼ-½âßü’l-£ulûm (nþr. Osman M. Emîn), Kahire 1350/1931, s. 43-44; Ýbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teced-düd), s. 369-373; Ýbn Hazm, el-Fa½l, V, 4; Fahred-

bet edilen ve Huneyn b. Ýshak tarafýndanArapça’ya çevirildiði sanýlan Kitâbü’l-Med-Åali’l-kebîr (el-MedÅalü’l-kebîr ilâ Risâle-ti’¹-¹alâsim) ve Risâle fî teߦîri’r-rû¼âniy-yât fi’l-mürekkebât ve a£mâli’½-½uverve def£i’l-emrâ² ve Åulûlihâ adlý eser-lerle Tiþtâmuþ el-Maðribî’nin simya, týlsýmve kimya bölümlerinden oluþan Kitâbü’l-Muheci’l-Muhec’inden (gizlinin gizlisi)söz edilir. Hint’te de týlsým uygulanmýþ olupCildekî, Tumtum el-Hindî’nin feleklerin veyýldýzlarýn sûret ve derecelerini konu alanKitâbü Keþfi’l-künûz adlý eserinden sözetmiþtir. Ayrýca Sâmûr ve Ýþrâsîm adlý ikikiþiye bu konuda kitaplar nisbet edilmiþ-tir (Ullmann, s. 382). Türk toplumunda týl-sým vb. uygulamalar Ýslâm öncesine uzan-maktadýr; Anadolu’da görülen þekli, Hýris-tiyanlýk ve öncesindeki yerli pagan inanç-larýn devamý olarak kendini göstermekte-dir (Osman Cilacý, VI, 218).

Câhiliye Araplarý’nda fal oklarý atmak,çeþitli anlamlara gelen taþlar dikmek, yýl-dýzlara bakarak anlam çýkarmak, birta-kým kareler içinde harf veya rakamlar ya-zarak týlsým yapmak yaygýndý. Ýslâmiyetbu âdetlerin tamamýný yasaklamýþtýr. Bu-na raðmen söz konusu uygulamalar, yer-li geleneklerin ve kadîm kültürlerin et-kisiyle müslümanlarýn arasýnda varlýðýnýsürdürmüþ, bu çerçevede kitaplar yazýl-mýþ ve uygulamalar yapýlmýþtýr. Týlsýmkonusunda Arapça yazýlmýþ birçok eser-den söz edilebilir; bunlarýn ilklerinden biriEbû Bekir er-Râzî’nin Risâle fî ½an£ati’¹-¹ýlasmât’ýdýr. Mesleme b. Ahmed el-Mec-rîtî’ye göre bu risâle insanlar arasýnda dost-luk temini, dili baðlama, idareci ve yöne-ticilerin teveccühlerini kazanma gibi hu-suslarý içermektedir (Ullmann, s. 383). Câ-bir b. Hayyân’ýn Kitâbü’l-Ba¼¦’inde yýl-dýzlar, gezegenler, bunlarýn özellikleri, bun-larla irtibata geçerek týlsým yapma ve týl-sým çeþitleri gibi konular ele alýnmaktadýr(a.g.e., s. 383-384). Ebû Bekir Ýbn Vahþiy-ye el-Filâ¼atü’n-Naba¹iyye, Kitâbü’s-Si¼ri’l-kebîr (Ýbnü’n-Nedîm, s. 372) veÞevšu’l-müstehâm (ÝA, V/1, s. 172) ad-lý eserlerinde týlsýmla ilgili Bâbil kaynak-lý bilgilerin büyük bir kýsmýný toplamýþtýr.Ýhvân-ý Safâ Risâleleri’nin 52. cüzü týl-sýma ayrýlmýþtýr. Endülüs’te Mecrîtî øåye-tü’l-¼akîm ve e¼aššu’n-netîceteyn bi’t-tašdîm adlý kitabýnda astroloji, týlsým vehavas konularýný ele almýþtýr. Bu husustaönemli bir eser de Harâllî’nin es-Sýrrü’l-mektûm fî muÅâ¹abeti’þ-þems ve’l-ša-mer ve’n-nücûm’udur. Ebû Zâtîs (Lenû-dâtîþ) el-Bâbilî’nin Risâle fi’¹-¹ýlasmât’ý daburada zikredilmelidir. Eserin bölümleri

TILSIM

Sýrt kýsmýnda zülfikar ile akrep deseninin iþlendiði týlsýmlý göm-

lek (TSM, Envanter nr. 13/1148)

Page 4: J. Vernet, Fa²lü l-Endelüs £alâ ¦e- Dýmaþk 1997, s. Ahmed ... · hayvan ve insan vücudunun bazý kýsýmla-rý ya da yüzük, madalyon, at nalý, mermi, muska ve yazý gibi

94

TILSIM

þehri durumundaydý. 954 (1547) yýlý ant-laþmasýna raðmen Erdel üzerinde Osman-lý-Habsburg savaþlarý sürdü. Bu çerçeve-de savaþ, Habsburg taraftarý Várad (Ora-dea) Piskoposu Giorgio Martinuzzi ile Os-manlý taraftarý Timiþ Kontu ve Küçük Er-del Prensi Yanoþ Zapolya’nýn (János Sza-polyai) vasîsi olan Sýrp asýllý Peter Petro-vics (Petar Petrovi@) arasýnda cereyan etti.Bu döneme ait bir Osmanlý belgesinde Pe-ter Petrovics’in Lipova, Týmýþvar Beçke-rek, Beçil (Becse) bölgesini “sancak” þek-linde idare ettiðine temas edilir. 1551’deGeneral Giovanni Battista Castaldo kuman-dasýnda bir Habsburg ordusu Erdel’e gir-di. Kraliçe Izabella ve oðlu Macaristan tah-tý üzerindeki haklarýndan vazgeçmek zo-runda býrakýldý. Martinuzzi, General Cas-taldo’nun emriyle idam edildi. Bunun üze-rine Kanûnî Sultan Süleyman 958 Rece-binde (Temmuz 1551) Rumeli BeylerbeyiSokullu Mehmed Paþa’yý buraya gönder-di; Sokullu ekim ayý baþýnda Týmýþvar’ý ku-þattýysa da alamadý. Nisan 1552’de ikincivezir Damad Kara Ahmed Paþa Erdel’e gir-di ve ilk hedefi Týmýþvar teþkil etti. Üç haf-talýk direniþten sonra 4 Þâban 959’da (26Temmuz 1552) kale garnizonu teslim oldu.Aðustosta Lugoþ (Lugoj) ve Karánþebeþ (Ca-ransebeþ) kaleleri fethedildi. Mureþ vadisiboyunca on beþ kale ele geçirildi. Neticedeeskiden Peter Petrovics’e bir sancak olarakbýrakýlan topraklarda merkezi Týmýþvar olanbeylerbeyilik kuruldu ( Aðustos 1552).

1552-1716 yýllarý arasýnda durumunu ko-ruyan Týmýþvar beylerbeyiliðinin idarî teþ-kilâtý zamanla deðiþti. Genellikle eyalet al-tý ile on sancaða bölünmüþtü. Bunlardanen sabit ve bilinenleri þunlardýr: Týmýþvar,Göle (Gyula) ve Arad (birlikte), Modava, Li-pova, Çenad ve Yanova (Romence: Ineu).XVI. yüzyýlda Alacahisar, Vidin ve Vulçýtrýnsancaklarý Týmýþvar beylerbeyiliðinden ayý-rýlýp Rumeli beylerbeyiliðine baðlandý. Köp-rülü Mehmed Paþa’nýn sadrazamlýðý esna-sýnda 1068 (1658) yýlý Erdel seferi sonundaLugoþ ve Karánþebeþ tekrar fethedilip Ya-nova sancaðýna dahil edildi. Buralar Mekkeve Medine gelirinin vergi kalemleri oldu.Her yýl 3000’er altýn ve toplamda 87.000hasene (altýn sikke) (yaklaþýk 304,5 kilo altýn)gönderiliyordu. Osmanlýlar, bölgenin buidarî teþkilâtýnda ve vergi sisteminde kral-lar zamanýnda veya krallar kanununa gö-re, yani önceki Macar Krallýðý sýrasýndakiidare ve vergi sistemini sürdürmüþlerdi.Esasen Habsburglar da 1717’den itibarenson Osmanlý döneminde mevcut olan onkazayý (sancak) ismen ve aynen muhafa-za etmiþlerdi. Bu vergi sistemi ve sosyal

hayat Osmanlý kanunnâmelerinde (Lipo-va, 1554; Týmýþvar ve Mudava, 1566; Çe-nad ve Göle/Gyula, 1579-1580) çok ayrýn-týlý biçimde görülür.

Ýstanbul, Edirne, Kahire kadýlarý gibi yev-miyesi 500 akçe olan Týmýþvar kadýlýðý böl-ge ve þehir için son derece önemli bir ku-rumdu. Týmýþvar sancaðýnýn tahrirleri 1554,1568 ve 1579 yýllarýnda yapýldý (BA, TD,nr. 290, 364, 579). Bunlara göre Týmýþvarsancaðýnda 1568’de 560 meskûn yer var-dý. Çok güçlü olan Týmýþvar Kalesi, Timiþ veBega nehirleri ve bataklýklar arasýnda bulu-nup diðer taraftan geniþ ovayý sýký kontrolaltýna almaktaydý. Büyük stratejik önemtaþýyan bu kaleyi Osmanlýlar daha da güç-lendirdiler, sýk sýk tamirat yaptýlar. 986’-da (1578) iç kalenin yýldýrýmdan yýkýlankulesinin taþ ve kireçle tamirinin ve hisarerleri için gerekli evlerin yapýlmasý istendi(BA, MD, nr. 33, 645). Habsburglar’a karþýserhad kalesi olduðundan burada fazlasayýda asker bulunuyordu (genellikle 2500kiþi civarýnda).

Malî-iktisadî açýdan Týmýþvar eyaleti çokzengindi; yýlda 350.000 ile 500.000 altýntutarýnda gelirleri vardý (BA, MD, nr. 40, s.244, hk. 560; KK, nr. 1772, s. 80, 83, 167;MAD, nr. 6919, 15983, 15998). Bu gelirlerhem yerel masraflara harcanýr hem deÝstanbul’a ya da Budin’e gönderilirdi. Bu-na raðmen 1116 (1704) yýlýnda olduðu gi-bi kriz dönemlerinde Eflak Voyvodalýðý’-nýn cizye malýndan para alýnýrdý. Osman-lýlar Banat bölgesinde, daha doðrusu Tý-mýþvar vilâyetinde (Denta mevkiinde olduðugibi) pirinç üretilmesine destek verdiler.987’de (1579) bir çeltik emini ve 991’de(1583) bir çeltik mukataasý birimine def-terlerde rastlanýr (BA, MD, nr. 36, hk. 577;nr. 49, hk. 103). Ayrýca tuz, güherçile, hu-bubat üretimiyle zengin arþiv malzemesivardýr.

Bütün Banat ovasýnýn kontrolünü sað-layan önemli bir mevkide bulunan Týmýþ-var, Viyana (1683), Budin (1686) ve Zenta(1697) maðlûbiyetlerinden etkilendi. PrensEugen von Savoya kumandasýndaki Avus-turya (Nemçe) kuvvetleri Ekim 1716’da Tý-mýþvar’ý vire ile teslim aldý. Habsburg (1716)ve Avusturya-Macaristan (1867) hâkimi-yeti I. Dünya Savaþý sonuna kadar (1918)sürdü. Barýþ antlaþmalarýna göre Banatbölgesi Romanya ve Sýrbistan arasýnda bö-lüþüldü. Avrupa’da ilk sokak elektrik ay-dýnlatýlmasý ve ilk at tramvayý ile tanýnanTýmýþvar þehri Romanya Krallýðý’na katýl-dý. Komünizm rejimini ve Çavuþesku’yudeviren 1989 yýlý Romanya devrimi de Tý-

din er-Râzî, Æý½½atü’s-si¼r ve’s-se¼are fi’l-Æurßâ-ni’l-Kerîm (nþr. M. Ýbrâhim Selîm), Kahire 1985,s. 39-46; Ahmed b. Ali el-Bûnî, Þemsü’l-ma£âri-fi’l-kübrâ, Beyrut, ts. (el-Mektebetü’s-sekafiyye),s. 2-5; Ýbn Haldûn, Mušaddime, III, 1147-1158;Seyyid Þerîf el-Cürcânî, Þer¼u’l-Mevâšýf (nþr. M.Bedreddin en-Na‘sânî), Kahire 1325/1907, VIII,237; Taþköprizâde, Mevzûâtü’l-ulûm, I, 365; Keþ-fü’¾-¾unûn, II, 1114-1115; Sýddîk Hasan Han, Eb-cedü’l-£ulûm (nþr. Abdülcebbâr Zekkâr), Beyrut,ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), II, 367; Elmalýlý, HakDini, I, 442-443; Sezgin, GAS, III, 31-44, 77-91;Dinler Tarihi Ansiklopedisi, Ýstanbul 1976, III,606; M. Ullmann, Islamic Medicine, Edinburgh1978, tür.yer.; Yusuf Çakar, Gizli Ýlimler, Ýstanbul2005, s. 49; H. H. Spoer, “Notes on Jewish Amu-lets”, Journal of Biblical Literature, V, London1904, s. 23, 97-105; B. L. Goff, “The Role of Amu-lets in Mesopatamian Ritual Texts”, Journal ofWarburg and Cowtauld Institutes, V, London1956, s. 19, 192; TA, XXXI, 182; E. Graefe, “Ced-vel”, ÝA, III, 43; B. Carra de Vaux, “Hamail”, a.e.,V/1, s. 172-173; a.mlf. – Ruska – [C. E. Bosworth],“Týlsam”, EI 2 (Ýng.), X, 500-502; el-Æåmûsü’l-Ýs-lâmî, IV, 527-528; Osman Cilacý, “Týlsým”, ÞamilÝslâm Ansiklopedisi, Ýstanbul 1994, VI, 218.

ÿÝlyas Çelebi

– —TIMAR

(bk. TÝMAR).˜ ™

– —TIMIÞVAR

Romanya’da tarihî bir þehir.˜ ™

Romence Timiþoara, Slav dillerindeTemšvar, Macarca Temesvar, Almanca Te-meshburg ve Temeschwar þeklinde ad-landýrýlýr. Osmanlý kaynaklarýnda Týmýþvar /Temeþvar / Tamýþvar diye geçer. Roman-ya’nýn batýsýndaki Banat bölgesinde bulu-nan, büyük bir ekonomik ve kültürel mer-kez olan Týmýþvar þehri, Tuna’nýn kollarýn-dan Tisa’ya ulaþan Bega ýrmaðý kýyýsýndadeniz seviyesinden 90 m. yüksekte kurul-muþtur. Adý tarihî kayýtlarda ilk defa 1212ve 1266’da yer alýr. Þehir Macar Krallýðý ta-rafýndan 1030’da ilhak edildi. 1307’de KralCharles Robert burada bir krallýk sarayýyaptýrdý. XV. yüzyýlda Erdel voyvodasý veMacar kral nâibi Yanoþ (János) Hunyadi þe-hirde bir þato inþa ettirip ailesini yerleþ-tirdi. Týmýþvar’a yönelik ilk Türk akýnlarýYýldýrým Bayezid döneminde baþladý (797/1395) ve II. Murad döneminde devam et-ti. Bu olaylarý anlatan Osmanlý kaynaklarýþehirden Dýmýþkar diye bahseder. MacarKrallýðý’na Osmanlýlar tarafýndan son ve-rilip 1541’de Budin beylerbeyiliði kurulun-ca Osmanlý Devleti’nin himayesinde ve ha-raçgüzâr statüsünde Erdel Prensliði teþ-kil edildi. Týmýþvar bu prensliðin önemli bir